Şoförler ve Otomobilciler Odası, bir nevi şehirlerin atar damarı gibidir. Onlar olmadan şehir hareket edemez, insanlar işlerine, evlerine ulaşamaz. Ancak İzmir Şoförler ve Otomobilciler Odası'nda son dönemde duyduklarımız, kafamızdaki soruların sayısını her geçen gün artırıyor. Özellikle taksi metre ayarlama paralarının elden alınması konusu, ciddi şüpheler uyandırıyor.
İzmir, akıllı kent olma yolunda büyük adımlar atarken, bireysel taşımacılıkta devrim niteliğinde bir proje ile karşımıza çıktı: EnTaksi İzmir.
Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası ve İzmir Büyükşehir Belediyesi işbirliğiyle hayata geçirilen bu prestij projesi, bir anda ortadan kayboldu.
Evet, yanlış duymadınız.
EnTaksi İzmir, sessiz sedasız taksilerden sökülüyor.
Peki, neden?
Biraz araştırınca, iddiaların ardı arkası kesilmiyor.
Meğer oda ile EnTaksi’yi yöneten şirket arasında bir taksimetre güncelleme ücreti krizi patlak vermiş. Konu mahkemeye taşınmış, şirket oda ve başkanı Celil Anık hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunmuş.
İşte, İzmir'in prestij projesinin ardındaki karanlık perde!
Taksimetre ücretlerinin güncellenme bedelinin 2,700 TL civarında alındığı ifade ediliyor. Ancak asıl bomba burada patlıyor. İddialara göre, İzmir Şoförler ve Otomobilciler Odası, taksimetre ayarlama bedellerini kredi kartı ve IBAN ile ödemek isteyen taksici esnafına parayı peşin ve elden alıyor.
Vergiden muaf oldukları bilinen bu odalar, acaba elden aldıkları paraları nasıl kayıt altına alıyorlar?
Şimdi sormak lazım: Elden alınan bu paralar, oda tarafından vergiden kaçırılıyor mu?
Maliye yetkilileri nerede?
Neden bu duruma göz yumuyorlar?
Birçok esnafın canını sıkan bu durum, neden yetkililerin dikkatinden kaçıyor?
Sorular, sorular ve daha fazla sorular...
Bu odanın son 20 yıldaki hesaplarını incelemek gerekmez mi? Eğer şimdi böyle bir durum varsa, kim bilir geçmişte neler olmuştur?
Bu konunun üzerine gidilmesi ve detaylı bir inceleme yapılması şart.
Ve bir başka kritik nokta: Bu aidatları neden odanın kendisi topluyor?
Neden bu işlemi, hizmet sunan şirket yapmıyor? İşlem yapan şirketler daha şeffaf ve hesap verilebilir olabilir. Oda ise kendi içinde bu paraları nasıl yönetiyor, kimse bilmiyor.
"Yoksa bu paralar odayı yönetenlerin kişisel kasalarına mı gidiyor?"
Tabi ki bunlar sadece sorular, ama cevaplanması gereken çok önemli sorular.
Sonuç olarak, İzmir Şoförler ve Otomobilciler Odası'nda elden alınan aidatlar, maliye yetkililerinin ilgisini çekmeli ve derhal incelenmeli. Esnafın alın teriyle kazandığı paraların, şeffaf ve adil bir şekilde yönetildiğinden emin olmalıyız.
İzmir’in şoförleri ve otomobilcileri bu soruların cevabını bekliyor.
Hadi bakalım, yetkililer ne zaman harekete geçecek?
Çünkü 3000 taksiciden toplanan yaklaşık 8 milyon TL’nin kayıtlara girmeden elde toplanması daha kolay!
Bu paralar neden kayıtlara girmiyor?
Neden peşin ve elden toplanıyor?
Ah, bu soruların cevabını bulmak zor…
Belki de paranın sıcaklığını hissetmek istiyorlar, kim bilir?
İzmir'in akıllı kent vizyonu, maalesef bu tür skandallar ile lekeleniyor. Şeffaflık ve dürüstlük ilkeleri bir kez daha çiğnenirken, taksici esnafı ise bu durumun bedelini ağır ödüyor.
İzmir’in prestij projeleri, böylesine büyük iddialar ve usulsüzlüklerle gündeme geldiğinde, kente olan güven ve umut da sarsılıyor.
Bu skandalın takipçisi olacağız.
İzmir halkı, bu olayların ardındaki gerçekleri bilmeye hakkı var.
Çünkü akıllı kent olmanın yolu, sadece teknolojiye yatırım yapmakla değil, aynı zamanda şeffaflık ve dürüstlük ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalmakla geçer. İzmir, bu olaylardan ders çıkarıp, gelecekte daha sağlam adımlar atmak zorunda.
Yoksa akıllı kent vizyonu sadece bir hayal olarak kalmaya mahkum olur.