Bazen bir haber okursunuz, içinizden “Yok artık” demek gelir.
Sonra detaylara indikçe “Pes” dersiniz.
Yetmez… Bir daha okuyunca “Bu kadarına da kargalar güler” diye içinizden geçirirsiniz.
Ama Karabağlar Belediyesi'nde yaşanan öyle bir skandal var ki...
Ne "Yok artık" yetiyor,
Ne "Pes" kurtarıyor,
Ne de kargaların kahkahası bu rezilliği bastırabiliyor.
Efendim, mevzu şu: 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı etkinliği için Karabağlar Belediyesi bir organizasyon şirketiyle sözleşme imzalıyor.
Tarih kaç? 10 Mayıs 2024.
Şirketin kuruluş tarihi kaç? 14 Mayıs 2024.
Evet, yanlış duymadınız.
Ortada henüz var olmayan bir şirketle, yani “daha doğmamış bir bebekle”, 4 gün önce sözleşme imzalanıyor.
Bravo!
Yani Karabağlar Belediyesi artık sadece belediyecilik değil, kehanet de yapıyor.
Yeni bir meslek icat etmişler: Organizasyon medyumluğu.
Ama bitmedi.
İhale zaten daha önce yapılmış.
Ama bu da yetmemiş olacak ki, yapılmış ihaleye rağmen işi bu sıfır kilometre şirkete doğrudan teminle vermişler.
Buyurun buradan yakın.
Peki ne olmuş sonra?
Hiçbir şey.
Ne savcılıktan ses var,
Ne İçişleri Bakanlığı’ndan bir müfettiş,
Ne de CHP içinden bir “Ne oluyor kardeşim?” itirazı.
Dahası var...
Bu HITS olayının arkasındaki güç odaklarına baktığınızda karşınıza Karabağlar’ın “fiili yöneticileri” olarak anılan bir soyad çıkıyor: Uğantaş ailesi.
Koray Uğantaş.
Burcu Uğantaş.
Tuncay Uğantaş.
Aile boyu Karabağlar.
Sanki belediyeyi kazanmadılar da devraldılar.
Sanki CHP değil, “Uğantaş A.Ş.” kazandı seçimi.
Koray Uğantaş’ın yönetici koltuğunda oturduğu Kar-Bel şirketiyle ilgili iddialar üç sayfa.
Eşi Burcu Uğantaş zaten belediye başkan yardımcısı.
Tuncay Uğantaş da arka planda etkili figürlerden.
Soruyorum şimdi: Belediye Başkanı Helil Kınay, bu aileyle ilgili neden bu kadar sessiz?
Neden bu kadar toleranslı?
Neden “Bir belediye başkanından çok, bir aileye vekil atanmış gibi” davranıyor?
Bunun cevabını bir tek kendisi biliyor.
Ama asıl büyük sessizlik kimde biliyor musunuz?
Bu rezaleti bangır bangır meclis kürsüsünden dile getiren AK Parti meclis üyelerinden değil…
Bu olayların tam ortasında olmasına rağmen, derin bir uykuda olan AK Parti Karabağlar İlçe Başkanı’nda.
CHP’li başkandan çok CHP’li gibi davranan AK Partili: Hüseyin Uzun bilmecesi
Karabağlar siyasetinde akıllara ziyan bir tablo yaşanıyor.
Bir yanda CHP’li Belediye Başkanı Helil Kınay.
Diğer yanda muhalefet görevini yerine getirmeye çalışan AK Parti meclis üyeleri.
Ve işin tuhafı…
Tam ortada, CHP’li başkandan daha CHP’li davranan bir isim:AK Parti Karabağlar İlçe Başkanı Hüseyin Uzun.
Bakın, mesele şu kadar basit:
CHP’li başkan bazı kararları meclisten geçirmek istiyor.
AK Parti grubu “Bu kararlar kamuya zarar verir” diyerek itiraz ediyor.
Ancak bu kararların geçmesi için bastıran bir isim var…
Kendini CHP’li gibi konumlandıran Hüseyin Uzun!
AK Parti grubunun içeride verdiği direnişe rağmen…
Uzun, meclis üyelerine baskı uyguluyor.
Görüş ayrılığına düşen isimlerle tartışmaya giriyor. Ve iş öyle bir noktaya geliyor ki;
AK Parti grubu kendi içinde şunu konuşuyor: “CHP bile bu kadar savunmadı başkanını, bizim başkan savundu!”
Sahi…
Sayın Hüseyin Uzun, siz ne yapmaya çalışıyorsunuz?
CHP’li başkanın PR çalışmasına mı soyundunuz?
Yoksa Karabağlar’da muhalefeti susturmak artık sizin göreviniz mi oldu?
Daha da vahimi şu: AK Parti meclis üyeleri, kamu yararını savunmak için uğraşıyor.
Ancak bir yandan CHP’li belediye yönetimiyle, Diğer yandan kendi ilçe başkanlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyorlar.
Böyle bir siyaset olabilir mi?
CHP’den daha fazla CHP’li görünmeye çalışmanın kime ne faydası var?
Bu tabloyu gören vatandaşın kafası karışık:
“CHP'li başkan mı AK Partili, AK Partili ilçe başkanı mı CHP’li?” sorusunu soruyor insanlar Karabağlar’da…
Ve AK Parti Karabağlar teşkilatında artık şu ses açık açık yükseliyor: “Biz içeride mücadele ediyoruz, ilçe başkanı ise bizi içeriden sabote ediyor.” AK Parti İzmir İl Başkanlığı bu tabloya hâlâ göz mü yumacak?
Yoksa bu karmaşaya bir “temizlik düğmesi” basılacak mı?
Yoksa her şeyin üstü örtülüp,
CHP’li başkanın arka kapıdan geçirdiği kararlar
AK Parti imzasıyla mı meşrulaşacak?
Son söz:
Karabağlar’da muhalefet yapmak zor. Ama asıl zorluk, kimin muhalefet, kimin iktidar olduğunu artık ayırt edememek.
Ve bu tablonun adı sadece siyasi bulanıklık değil: Siyasi ahlâk krizi.