Türkiye’de belediye başkanlarının görev teslim törenleri neredeyse “enkaz raporu” açıklamasına dönmüş durumda.
Başkan koltuğa oturuyor, mikrofonu eline alıyor ve başlıyor:
Borç yükü çok ağır…
Kasada para kalmamış…
İhale ve harcamalar şaibeli…
Personel şişmiş…
Belediye gelirleri yetersiz…
Bunları defalarca duyduk.
Artık kulak aşinası olduk.
İyi güzel de…
Bu şikâyetlerin arkasına saklanan bir gerçek var: Beceriksizlik.
Koltuğa oturup da ilk altı ayını "ah vah"la geçirenler için en kolay mazeret: “Enkaz devraldım.”
Peki herkes mi böyle?
Hayır.
İşte tam bu noktada Ferdi Zeyrek devreye giriyor.
Manisa’da bir mucize yazdı.
CHP’nin oylarını yüzde 6’dan aldı, yüzde 60’a taşıdı.
2,5 milyar lira borcu ödedi.
Üzerine 1,5 milyar lira kasa fazlası bıraktı.
Evet yanlış duymadınız:
Borcu sıfırlamakla kalmadı, artıya geçti.
Üstelik bunu yaparken; Ağlamadı.
Şikayet etmedi.
Bahane üretmedi.
Enkaz edebiyatına sığınmadı."Koltuğa oturdum, enkaz buldum" diyenlere nazire yaparcasına çalıştı, üretti, yönetti.
Türkiye siyasetinde genç siyasetçilerin önünü kesmeye alışık bir sistemin içinde…
"Yaşı genç, biraz pişsin" denilen bir iklimde…
CHP içindeki hizip savaşlarının arasından sıyrılarak geldi.
Bütün bu tabuları yıktı.
Ve ne acıdır ki…
Onu asıl ölümünden sonra tam anlamıyla tanımaya başladık.
Meğer ne büyük bir enerjiymiş…
Meğer ne büyük bir vizyonmuş…
Meğer ne büyük bir dersmiş aslında bütün belediye başkanları için.
Ferdi Zeyrek, belediyecilik nasıl yapılır sorusunun canlı cevabıdır.
Bahane üretip koltuğa yapışan başkanlara karşı:“Çalışırsan oluyor”un ispatıdır.
Tehditlere, zorluklara, siyasi ayak oyunlarına rağmen:"Belediyecilik şikayet değil, çözüm üretme sanatıdır" diyebilmenin adıdır.
Bugün CHP içinde ve tüm Türkiye’de belediye başkanlarının aynaya bakıp kendilerine şu soruyu sormaları gerekiyor: "Ben Ferdi Zeyrek kadar cesur, çalışkan ve vizyoner miyim?"
Çünkü artık mazeretin bir alıcısı kalmadı.
Ferdi Zeyrek, bahane üreten siyasetin kabusudur.
Ve hep öyle kalacak.
Ferdi Zeyrek sadece bir belediye başkanı değildi.
7’den 70’e herkesin yüreğine dokunan bir “belediye başkanı oldu”.
Tanımadan sevdik…
Görmeden özledik…
Şimdi videolarına her denk geldiğimizde, Bir yanımız eksik, bir yanımız buruk…
Gerçek sevgi böyle bir şey işte: Zamanla değil, kalpten kurulur…
Ruhun şad olsun, Sen hep bizimle olacaksın…