Son günlerde İzmir siyasetinde dillendirilen “Tuncay Özkan müdahalesi” ile ilgili rahatsızlıklar dün akşamki CHP İzmir İl Yönetim Kurulu’nun da gündemindeydi.
“Özkan’ın İl Başkanı Yücel'in ve İl Yönetim Kurulu'nun iradesini ortadan kaldıran baskısına” tepki gösteriliyordu.
Şimdi gelin CHP Genel Başkan Yardımcısı, PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın ‘Biz kaç kişiyiz’ hareketi ile başlayıp, CHP’nin ‘A Takımı’na uzanan siyasi yolculuğuna bir göz atalım.
Yıl 2007… Türkiye yine siyaseten deyim yerindeyse yangın yeri
Cumhurbaşkanlığı seçimleri var.
10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görev süresi doluyor.
Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan aday olmak ve olmamak arasında gidip geliyordu.
Meclis dışında da cumhurbaşkanının tarafsız bir isim olması için mitingler tertip ediliyor ve kamuoyu yaratılıyordu.
Sonunda AK Parti’nin Cumhurbaşkanı Adayı dönemin Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül olmuştu.
Muhalefet ve hukukçuların meclisin görev süresi dolduğunu ileri sürerek, “Bu meclis cumhurbaşkanı seçemez” söylemleri ve sert tartışmalar sonunda erken seçim kararı alındı ve oluşan yeni meclis nihayet Ağustos 2007’de Abdullah Gül’ü 11. Cumhurbaşkanı seçti.
Şimdi bu küçük hatırlatmadan sonra biz konumuza dönelim.
İşte o meclis dışı mitingleri tertip eden isimlerden biri Tuncay Özkan’dı.
Özkan’ın ‘Biz kaç kişiyiz’ hareketi kısa zamanda milyonlara ulaştı…
İstanbul, Ankara ve İzmir’de düzenlenen “Cumhuriyet mitingleri”nde alanlar Türk bayrağı taşıyan milyonlarla gelincik tarlasını andırıyordu.
Dün gibi hatırlıyorum her biri demokrasi şöleni halinde geçmişti.
Bu hareket bırakın Türkiye’yi dünyada da büyük yankı uyandırdı.
Milyonlar meydanlardan Atatürk’e ve Cumhuriyete bağlılıklarını haykırıyordu.
Sonrası mı'
Erdal İnönü’nün danışmanlığıyla başlayan siyasi yaşamı Özkan’ı arkasına aldığı milyonlarla yeni parti kurmaya itti.
Özkan ‘Yeni Parti’yi kurdu.
İki veya üç ay sonra Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklandı. Ağustos 2013’te Silivri’de yapılan yargılamada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Anayasa Mahkemesi uzun tutukluluk hallerini göz önünde bulundurarak, ‘hak ihlali’ olduğu gerekçesiyle Ergenekon sanıklarının tahliyelerini istedi. Özkan da Mart 2014’te tahliye edildi. Daha sonra Yargıtay Ergenekon Davası’nda verilen kararı bozdu.
Tahliye kararı ile birlikte Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşüp bir grup toplantısında parti rozeti takılmasıyla CHP saflarına katıldı.
İşte CHP’deki siyasi yaşamı böyle başladı.
Özkan, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerinde CHP İzmir 1. Bölge 3. sıradan aday gösterildi.
Seçilerek TBMM’nin yolunu tuttu.
Her zaman muhalif yapısıyla tanınan Özkan’ı, İzmir Örgütü, Aralık 2015’te gerçekleştirilen il kongresinde yakından tanıma fırsatı buldu.
Sert tartışmaların yaşandığı ve Alaattin Yüksel’in İl Başkanı seçildiği kongrede Tuncay Özkan ile Aziz Kocaoğlu arasında gerginlik had safhaya ulaşmıştı.
Başkan Kocaoğlu kongrede 'taraf olma' eleştirilerine sert yanıt vermiş, Tuncay Özkan'ı üstü kapalı hedef almıştı.
“Kontenjandan gelenlerin İzmir’i dizayn etmeye hakkı yoktur” demesinin ardından kürsüye bu kez Özkan gelmiş ve "Hangi ön seçimden geldin başkanı? Seni hangi ön seçimden getirdiler'" sözleri üzerine salondan, “İzmir Aziz’dir, Aziz kalacak” sloganları yükselmişti.
Özkan ise bunun üzerine ‘İzmir CHP’dir, CHP kalacak’ diyorum” demişti..
Gergin kongre sonrası Tuncay Özkan, İzmir örgütünde parlayan bir isim oldu.
Özkan daha sonra pek İzmir’de gözükmedi.
Ta ki Genel Başkan Yardımcısı olana dek.
Özkan’ın bu yolculuğu da çok enteresandır.
CHP’nin geçtiğimiz Şubat ayında gerçekleştirilen 36. Olağan Kurultayında Kılıçdaroğlu’nun rakibi Muharrem İnce’nin PM listesinde olan Tuncay Özkan yaklaşık 415 oyla listeyi delmiş ve PM’ye girmişti.
Esas sürprizi ise Kılıçdaroğlu yapmıştı.
Liste delen Özkan’ı MYK’ya almış ve Basınla İlişkiler ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yapmıştı.
24 Haziran seçimlerinde “İzmir’de istenmeyen adam ilan edilen” Özkan, İstanbul’dan aday gösterilmiş ama bir yolunu bulup kendisini tekrar İzmir 1. Bölge 1. Sıradan aday yaptırmıştı.
Ve dahi kurultayda Muharrem İnce’nin PM listesinde olan Özkan, imza sürecinde İnce'nin "Koltuğa yapışanlar kalkmamak için her yolu deniyor" açıklamasına "sıradan ve kaba bir adam" sözleriyle karşılık vermiş ve krizi derinleştirmişti.
Kurultaydan sonra saf değiştirip imza sürecinde Kılıçdaroğlu’na yakın durarak yerini sağlamlaştırmıştı.
Şimdi ne mi oluyor'
Biliyorsunu? CHP’de aday adaylığı başvuruları geçen hafta noktalandı.
Başvuru yapan ve en çok tartışılan isimler Konak’tan aday adayı olan Hakan Tartan ile Menderes’ten aday adayı başvurusu yapan Menderes Belediye eski Başkanı Ergun Özgün oldu.
Özgün’ün başvurusu CHP İzmir’de krize yol açtı.
Tekrar hatırlatmakta fayda var.
3 dönem Menderes’te Belediye Başkanlığı yapan Ergun Özgün 2014’te tekrar aday gösterilmeyince Bağımsız olarak seçime girmiş ve seçimi Menderes’te AK Parti adayı kazanmıştı.
İl Başkanı Deniz Yücel, Özgün’ün başvuru dosyasını ‘yaşananlar unutulmadı’ diyerek geri çevirmişti. Bunun üzerine Özgün dosyasını bu kez ilçe başkanlığına götürmüş ve ilk önce veto yemiş daha sonra iddialara göre; Tuncay Özkan’ın devreye girmesiyle il ve ilçe başkanlıklarına yapılan baskıyla Özgün’ün adaylık dosyası kabul edilmişti.
Dün toplanan İl Yönetim Kurulunda bu konu masaya yatırılırken, Tuncay Özkan’a da işte bu müdahaleleri yüzünden tepki gösterilmiş.
Yönetim tepki göstermekte sonuna kadar haklı.
Kimse il yönetiminin, il başkanının iradesini yok sayamaz.
Yukarıda Özkan’ın muhalif yapısını ve siyasi yaşamını dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Bir zamanlar kongrede ‘taraf olma’ diye haykıran Özkan gitti, başka biri geldi. Ekipçilik mi yapmaya çalışıyor, yoksa Kocaoğlu’nun dediği gibi; ‘İzmir’i dizayn etmeye mi çalışıyor'’
Ergun Özgün’ün "yaptıklarını" unutmayan İzmir Örgütü, Tuncay Özkan’ın da yaptıklarını unutmayacaktır.