İZSU soruşturmasının hukuki boyutunu bir kenara bırakalım. Asıl mesele, bu davanın etrafında dönen siyasi oyunların iç yüzünü anlamak. İşte tam bu noktada karşımıza çıkan isimlerden biri, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay.
Cemil Tugay’ı, kamuoyunun gözünde 'şov yapmadan,' işin mutfağında ise sükûnetle süreci takip eden bir isim olarak tanıyoruz. Soruşturma sürecinde, CHP kulislerinde 'Tugay’ın personelini yalnız bıraktığını' yayma çabası vardı.
Neden mi?
Asıl soru şu: Cemil Tugay ne yaptı?
Dün, soruşturmada politik tartışmaların mahkemenin vereceği kararı etkileme ihtimaline karşı sessiz kaldı. Ta ki mahkeme karar açıklayıp çalışma arkadaşları serbest bırakılıncaya kadar. İşte o zaman Başkan Tugay, gözünü kırpmadan, kameraların karşısına geçti.
Bunu yaparken şov yapma ihtiyacı hissetmedi.
Olayın finalinde, yani dünkü serbest bırakma sürecinde, Tugay kameralar karşısına çıkıp “ben buradayım” dedi.
Peki, bu ne anlama geliyor?
Bu, Tugay’ın İzmir'e hizmet odaklı yaklaşımının, küçük siyasi hesaplar ve polemiklerden uzak durarak, kente uzun yıllar sonra gerçek anlamda hizmet getirebileceğini gösteriyor.
İzmir’de bazı siyasi kesimler, bu davayı fırsat bilip siyasi bir polemik haline getirme çabasına rağmen Başkan Tugay, İzmir için polemiklerden uzak durarak, kendi adına siyasi çıkarlarını ve siyaset için oluşan bu fırsatları elinin tersiyle itti.
Evet, İZSU davası Tugay için siyasi bir fırsat olabilirdi, ama o, bu fırsatları basit bir şov malzemesi yapmak yerine, kentinin geleceğine odaklandı.
Tugay’ın bu tutumu, hem CHP içinde hem de muhalefetle olan gerginliği yumuşatabilir ve İzmir’in yıllardır beklediği hizmetlerin kapısını aralayabilir. Cemil Tugay, İzmir’i bir şovun değil, gerçek hizmetin merkezine koyma cesaretini gösterdi. Şimdi, o cesareti ve kararlılığı İzmir’in geleceği için nasıl değerlendireceğimizin zamanı.
Cemil Tugay’ın İzmir için gösterdiği sağduyulu yaklaşımı ve hizmet odaklı tutumunu vurguluyor. İzmir’e şov değil, gerçek hizmet gerekiyor. Başkan Tugay, bu süreci sağduyulu bir şekilde yöneterek, şehrin geleceğine odaklandığını bir kez daha kanıtladı.