Bu yazıyı okurken derin bir nefes alın.
Çünkü anlatacaklarım, bir Netflix dizisi değil.
Burası Karabağlar Belediyesi...
Yani;
Devletin malı deniz,
Yiyen “bir aile”,
Bakan yok,
Soran yok,
Araştıran hiç yok!
Başlayalım baştan…
CHP’li Karabağlar Belediye Başkanı Emine Helil Kınay, seçim sürecine girerken kampanyasını yürütmesi için kimi görevlendirmiş dersiniz?
Tuncay Baki Uğantaş.
İzmir’de yıllardır CHP’li belediyelerin neredeyse tüm festival, konser ve etkinliklerini alan,Her taşın altından çıkan Uğantaş ailesinin kilit ismi…
Ve iddialara göre;
Tuncay Uğantaş seçim kampanyasını organize ediyor, Meclis üyelerinden, iş insanlarından, partililerden toplam 25 milyon TL’ye yakın para toplanıyor.
Şaka değil, tam 25 milyon TL.
Ve bu paralar nereye yatırılıyor biliyor musunuz?
Tuncay Baki Uğantaş’ın annesinin hesabına!
Keziban Uğantaş’ın kişisel banka hesabı.
Yani seçim kampanyası değil, sanki ev taksiti yatırılır gibi…
Para kimin adına yatıyor belli değil,
Fatura yok, makbuz yok, şeffaflık zaten yok!
Ama iddialar çok…
Sonra ne oluyor?
Seçim kazanılıyor,
Helil Kınay başkan oluyor,
Ve ödül gibi:Uğantaş ailesi Karabağlar’ı “ailesel yönetim modeliyle” yönetmeye başlıyor.
Kar-Bel’in başına kim geliyor?
Tuncay’ın kardeşi Koray Uğantaş.
Belediye başkan yardımcılığına kim getiriliyor?
Tuncay’ın yakın arkadaşı ve Koray’ın eşi Burcu Uğantaş.
Ve bu aile, Karabağlar’da musluk başına geçiyor.
İhale onlardan geçiyor,Kararlar onların onayıyla alınıyor,Personel atamaları onların listesiyle yapılıyor.
Kısacası:Helil Kınay seçilmiş olabilir ama Karabağlar’ı Uğantaş ailesi yönetiyor.
Peki skandallar burada bitiyor mu?
Hayır.
19 Mayıs etkinliği için ortada olmayan bir şirkete ihale veriliyor:
HITS Organizasyon.
Şirket 14 Mayıs’ta kurulmuş ama sözleşme 10 Mayıs’ta atılmış.
Yani ortada olmayan şirkete 4 gün önceden “zaman yolculuğu” ile iş verilmiş.
Bu kadarını ancak interstellar’da görmüştük.
Ama Karabağlar’da yaşandı.
Buna rağmen ne oluyor?
Hiçbir şey.
Savcılıktan tık yok.
Müfettiş yok.
Soruşturma yok.
Dün yazdım, altı üstü Karabağlar’daki bir usulsüzlük dosyasını masaya yatırdım.
Aradan 24 saat geçmeden Ankara’dan bir dostum aradı.
Cümlesi şu:“Mithat, o yazdıklarının niye soruşturmaya dönüşmediğini merak ediyorsan sana taş gibi bir bilgi vereyim…”
Buyur dedim.
Ve sonra kurduğu cümle, bende tam anlamıyla şu hissi yarattı:Taşlar yerine oturuyor!
Meğer Karabağlar Belediye Başkan Yardımcısı Burcu Uğantaş,
2019 yılında Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi’ne iletişim uzmanı olarak girmiş.
Yetmemiş.
2021 yılına kadar da orada proje yöneticiliği yapmış.
Bitmedi.
Bir de neymiş?
MHP Ülkü Ocakları kökenliymiş.
Yani CHP’li Helil Kınay’ın en yakınındaki isim, geçmişte Külliye’de çalışmış,Ülkü Ocakları’ndan yetişmiş,Devletin tepesinde görev almış bir figür.
Ve bu kişi, Karabağlar Belediyesi’nin en yetkili ikinci ismi…
Şimdi buraya bir duralım.
Sormak istiyorum: Sayın Helil Kınay, siz CHP’li bir belediyeyi mi yönetiyorsunuz yoksa siyasetler üstü bir koalisyon mu kurdunuz?
Sizi seçenler, CHP’nin değerlerini temsil ettiğinize inanarak mı oy verdi…
Yoksa siz, Ankara’dan gelen “özgeçmişi sağlam” kadroları aranıza alarak bir tür “yukarıyla barışık belediyecilik” mi inşa ettiniz?
Ve bu nedenle mi Karabağlar’daki tüm o aile atamaları,
ihale skandalları,
şahsi hesaplara yatan paralar,
kurulmamış şirkete verilen işler hiç ama hiç soruşturmaya uğramıyor?
İstanbul’da bir belediye başkanı, tanık beyanıyla tutuklanırken…
Karabağlar’da hakkında cilt cilt dosya olan bir yönetim neden pamuklara sarılıyor?
Yoksa Karabağlar Belediyesi'nin içinden biri, Külliye'de görev yaptı diye mi dokunulmaz?
Yoksa Helil Kınay, “solcu belediyecilik” oynarken bir yandan yukarılara “siz merak etmeyin, bizden zarar gelmez” mi diyor?
Daha da önemlisi:
CHP Genel Merkezi bunlardan haberdar mı, yoksa haberdar da susuyor mu?
Benim bu saatten sonra sormam gereken soru çok net:
Sayın Helil Kınay, CHP'li bir belediyede neden Külliye geçmişine ve ülkücü kökene sahip bir isme bu kadar yetki veriyorsunuz?
Siz kendi iradenizle mi yönetiyorsunuz bu belediyeyi, yoksa siz de bir koruma kalkanının parçası mısınız?
Bu kadar büyük yetkilerle donattığınız Burcu Uğantaş, Karabağlar'da sadece bir bürokrat mı yoksa Ankara’nın göz kulak olduğu özel bir isim mi?
Son söz:
Karabağlar’da yaşananlar artık bir belediye meselesi değil.
Bu, ideolojik tutarlılığın çöküşüdür.
Bu, siyasal ikiyüzlülüğün kurumsallaşmasıdır.
Ve bu, suskun kalan herkesin ortak günahıdır.
E o zaman biz de sorarız:
CHP’li bir belediyede, neden böyle bir isim bu kadar güçlü bir pozisyonda?
Neden bu kadar geniş yetkilere sahip?
Ve daha da önemlisi:
Bu isim mi Karabağlar Belediyesi’ni soruşturmalardan koruyor?
Yoksa mesele daha da derin mi?
Yoksa Karabağlar Belediyesi’nin tabelası CHP olsa da, içeride işleyen sistem “başka bir merkeze” mi bağlı?
Ve son soruyu yüksek sesle soruyorum:
Yoksa Karabağlar Belediyesi, CHP’nin Truva Atı mı?