CHP’li Susam’dan İmralı çıkışı, “Böyle süreçten sonuç değil sorun çıkar”
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, DİSK’e bağlı Emekli-Sen Konak Şubesi’nin Genel Kurulu’nda önceki gün gerçekleşen genel kurulunda İmralı’yla yürütülen süreci değerlendirdi, “Bu süreçten sonuç değil sorun çıkar” dedi. Sürecin toplum önünde açıkça tartışılması gerektiğini söyleyen Susam, “Toplumun tüm kesimleri ikna edilmezse, ameliyatta hastanın içinde alet unutulmuş gibi yara yapar” diye konuştu.
İZMİR- Türkiye’nin Cumhuriyeti kuran iradeyle, onu yeni bir kalıba dökmek isteyen irade arasında bir yol ayrımında olduğunu ifade eden CHP’li Susam, “Terör sorunun çözülme süreci karşılıklı anlayış içinde değil devletin silah zoruyla masaya oturtulması şeklinde ortaya çıkmıştır. Terörle mücadele noktasından bugün gelinip teröre teslim olunmuştur. Bu noktaya gelinirken Kürt hareketi içinde de barışçı çözüm arayan kişi ve kurumlar bastırılmış; terör örgütü Kürtlerin sözcüsü gibi gösterilmiştir” dedi.
Cumhuriyet’i kuran iradenin gönüllü birlik temelinde oluştuğunu hatırlatan Susam, “Türk, Kürt, Çerkez, Laz hep beraber bir ulus olmaya karar verdik. Gönüllü kararımızın altında emperyalizme karşı mücadele, ülkemizi savunma ve bağımsızlığımızı koruma anlayışı vardı. Ülke bütünlüğü içinde çağdaş, gelişmiş bir ülke kurup refah içinde yaşamak için yola çıktık. Herkesin inancına ve etnik kimliğine saygı duyduk ama bir ulus olup ‘Ne mutlu Türküm diyene’ dedik” diye konuştu.
Kurucu partiyiz, sorumluluğumuz var
CHP’nin süreçte suskun kaldığı söylemlerine karşı çıkan Susam, “Bizim Türkiye’nin geleceğiyle ilgili tarihi sorumluluğumuz vardır. CHP 5-10 yıllık değil bir parti değil; 90 yıllık Cumhuriyet’in kurucu partisidir. Sorumlu ve duyarlı tutum sergilemesinin altında bu neden yatmaktadır” dedi.
İmralı’da yürütülen görüşmelerin hatalarla dolu olduğunu söyleyen CHP’li vekil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İmralı’da devlet, AKP ve Öcalan arasında; BDP’nin taşeron olduğu bir görüşme şekli yürütülmektedir. Böyle bir görüşmeden barış da çıkmaz, sonuç da çıkmaz. Bundan sadece sorun çıkar. Bu barışı sağlamak istiyorsanız toplumun her kesimi önünde açıkça tartışacaksınız. Neyin tartışıldığını, neyin pazarlığının yapıldığını söyleyeceksiniz. Sorunun bitmesi için önce demokratikleşmeyi, insan haklarına saygıyı, hukukun üstünlüğünü, basın özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü tamamlamak gerekir.
Kimse karşı tarafı yendiğini düşünmemeli
Yarın barış ortamı oluştuğunda, kimse karşı tarafı yendiği hissi içinde olmamalıdır. Bu barış süreci insanların kendini eşit bir yurttaş olarak hissettiği, Cumhuriyetin laik demokratik yapısının sürdüğü sonucuyla tamamlanmalıdır. Barış sürecinden sonra ayrılık tohumları atıldığı fikri oluşmamalıdır. Silah gücü kullanılarak barış masasına oturtulduğu gibi bir anlayış ortaya çıkmamalıdır.
Herkes ikna edilmeli
Bu süreçte herkes ikna edilmek zorundadır. Kimse çocuğunun askerde niye öldüğünü sorgulamak zorunda kalmamalıdır. İnsanları ikna etmeden, sorunu başka minvallerden alınan yol haritalarıyla çözmeye kalkarsanız, ameliyat edilen hastanın içinde aleti kalmış gibi olur; orada yara yapar. Bu nedenle konu Parlamento’ya getirilmelidir. Sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri sürecin içine dahil edilmelidir.”