Ege Postası
Geri

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Sultanahmet'te namaz kıldırıp, hutbe okudu

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Sultanahmet Camii'nde Bayram namazını kıldırdı. Bayram namazının ardından cemaate hutbe okuyan Mehmet Görmez, bayramların, aynı dinin, aynı inancın ikliminde inananları birleştiren, yürekleri...
Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Sultanahmet'te namaz kıldırıp, hutbe okudu
Haberler / Güncel
8 Ağustos 2013 Perşembe 15:25
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez Sultanahmet Camii'nde Bayram namazını kıldırdı. Bayram namazının ardından cemaate hutbe okuyan Mehmet Görmez, bayramların, aynı dinin, aynı inancın ikliminde inananları birleştiren, yürekleri bütünleştiren, kardeşliği pekiştiren, kırgınlıkları onaran ilahi armağanlar olduğunu kaydetti.

“Bayramlar, iman kardeşliğinin gerçek tezahür sahneleridir. Bayramlar, inancı, ibadeti, tarihi ve kültürü bir sevinç atmosferinde buluşturarak bizi istikbale taşıyan ve tarih sahnesinde biz Müslümanlara süreklilik kazandıran müstesna zaman dilimleridir.” diyen Başkan Görmez hutbede şu hususlara değindi:

'BAYRAMLAR BARIŞIN VE ESENLİĞİN BAYRAMIDIR'

Bu bayrama nice günlerden, nice iftarlardan, nice sahurlardan sonra kavuştuk. Bu bayrama Ramazanın manevi atmosferini idrak ettikten sonra eriştik. Muhtaç olanları hissetmek ve Rabbimizin rızasını kazanmak için açlığa ve susuzluğa sabrettik. Her türlü arzuya ve iştaha karşı “Ben oruçluyum” diyerek ket vurduk. Böylece sabır imtihanından geçtik ve bayramı hak ettik. Bu bayram, barışın, esenliğin, yani İslam’ın bayramıdır. Bu bayram, topluluk halinde misakımızı hatırlayarak zaaflarımıza karşı durmanın, imsakın bayramıdır.

Bu bayram, bizi kendimize yabancılaştıran maddeye tutsaklığa karşı direnmenin, fıtrata dönmenin, imsak ile dizginlenen nefislerin mükafatı olarak dua ile nimetlerin ikrama dönüştüğü iftarın bayramıdır. Bu bayram, yokluğu, açlığı ve susuzluğu hissederek, rızıkları başkasıyla paylaşmanın ikramın, yardımlaşmanın, dayanışmanın, karşılıksız vermenin yani infakın bayramıdır.

Bu bayram nefislerimizin arınması gibi mallarımızda da başkalarının hakkının olduğunu düşünerek malımızın arındığı zekatın, hayatımızın şükrü olarak kardeşlerimize verdiğimiz fitrenin bayramıdır. Bu bayram, hiç kimsenin üstün olmadığı, herkesin aynı saatlerde sadece nefes alma vermeyle eşitlendiği tevhidin, tilavetin, anlamanın, okumanın, Kuran ile yenilenmenin yani kıraatin bayramıdır.

Bu bayram, Allah’ı bilmenin, şükretmenin, duanın, niyazın, teravihin yani namaz ile durulan kıyamın; hiçliğin, yokluğun, aczin, eğilmenin bilicine ererek Rabbe en yakın olunan anın yani secdenin ve bunun yaşandığı mescitlerin bayramıdır.

Bu bayram, bir gaye etrafında toplanmanın, aynı şuur ile saf durarak Rabbe yönelmenin ve bu mekanların yanı camilerin bayramıdır. Bu bayram, sabrın, nefisleri terbiye etmenin, hassasiyetin, kötü söz söylemenin ve hiç bir kimseyi incitmemenin, dikkatin, rikkatin, nezaketin ve nezahetin bayramıdır.

Onca gün oruç tuttuktan sonra neşenin, sevincin, huzurun eşiğine vardık. Susuzluğa razı olduğumuz, açlıkla sınandığımız uzun gündüzlerin sonunda geldik bu selamet ve esenlik sabahına. Çaresizliği ve mahrumiyeti iliklerimize kadar yaşayarak geldik bayram sabahına. Susuzun hali ile hemhal olmak için susadık, bekledik. Milletçe aynı sofranın etrafında her akşam çocuklar gibi sevindik, sevindirdik. Hep birlikte aynı bekleyişin yolcusu olduk. Topluca aynı sevinçleri paylaşıyor olduk. Müslümanlar olarak aynı çaresizliklerin sırdaşı olduk. Müminler topluluğu olarak aynı kederlerin halkası olduk. Bizi ayrı kılan farklarımızı unuttuk, kalplerimiz ile var olmayı öğrendik, bir olduk ve birlik olduk. İftarı hak ettiğimiz gibi her akşam, bugün de bayramı hak ettik; bayramın sabahına, namazına, duasına ve bayramlaşmaya geldik. Bayramımız yeni bayramlar doğursun. Sevincimiz yeni sevinçlerin toprağı olsun. Huzurumuz nice huzursuzlukların çaresi olsun. Mutluluğumuz dünyanın dört bir yanındaki acılara teselliler sunsun. Soframızdan açlar doysun. Elimizden susuzlar hep suya kansın. Darda ve zorda kalanların, darlıkları ve zorlukları yok olsun.

Bugün Müslümanlar olarak idrak ettiğimiz bayram tüm insanlık adına bir ümit ateşidir. Ayrı coğrafyalardan, ayrı dillerden, ayrı ırklardan, ayrı yaşlardan, ayrı kültürlerden milyonlarca insanın şimdi şu bayram saatinde aynı sevincin etrafında halkalanmasını tıpkı sizin gibi şu an yan yana oturuyor, aynı kıbleye dönüyor olmasını, merhamet kuraklığı çeken insanlığın merhameti yeniden kuşanması için tutuşturulmuş bir rahmet meşalesi olarak okumak lazım. Dünyayı kana bulayan ve ateşe atan nefretin ve ayrımcılığın, insanlığı aç ve yoksul bırakanların ve zulmün pekala yenilebileceğinin canlı şahitleri olarak yan yana oturuyorsunuz şu anda. Sizin varlığınız canlı kalkandır insanlığı ateşe atan bütün zalimlere. Az önce vücutlarınızı Allah’ın huzurunda kıyama kaldırdığınız gibi kalplerinizi de kıyama kaldırın bu bayram namazında. Şefkatin timsali olarak yürüyün merhamet yağmurlarının kesildiği bu çoraklıkta. Kalpleriniz isyandır insanlık adına yeryüzünün kirletilmesine. Gözleriniz açık adresi olmalı merhametin. Ellerinizle kardeşliği yeniden inşa etmenin vakti gelmiştir artık. Merhametin ve yardım severliğin güneşi olarak doğun ümitsizliğin üstüne. Ümit olun, umut doğurun tüm mazlumlara, ezilmişlere, mağdurlara ve tüm insanlığa. İnsanlığın ölmediğine tanıktır buradaki varlığınız. Hazreti Peygamber’in insanlığa dair ümidinin tükenmediğinin canlı belgelerisiniz. Sizin yüzünüzden okunuyor Hazreti Peygamberin umudu. Sizin gözünüzde, aranızda bulunan çocuklarınızın gözünde seyrediliyor ana yüreği kuşanmış bütün Peygamberlerin ümidi.

'KAN VE KİNLE SARSILAN DÜNYAYA ÜMİT ADASI OLMALIYIZ'

Bugün yüzünüzü yerden kaldırın ve Rabbinizin veçhine bakın. Gelin birlikte dönelim fıtratımıza. “Rabbim, biz merhamete döndük, biz vurdumduymaz olmadık, ‘Bana ne’ci olmadık. Biz ülkemizi gülistan edeceğiz, kan ve kinle sarsılan dünyaya bir ümit adası olacağız, birbirimizi inançlarımızdan ötürü hor görmeyeceğiz, dünyaya kardeşlik örneği sunacağız. Aynı sofrada sevindiğimiz gibi, aynı kıblede buluştuğumuz gibi, aynı Peygamber’de birleştiğimiz gibi, aynı Kitap’a inandığımız gibi, kardeş olacağız, bizi birbirimize düşürmek isteyenleri utandıracağız, ayağımıza dolanan tuzakları bozacağız. Biz secdeyi hayatımız eyledik, şeytanın taraf olduğu her türlü çirkinliğe muhalif olduk. Biz ırkçılığın karşısındayız, insanları diline ve rengine bakmadan sevdik, seveceğiz, kimseye anadilini çok görmeyeceğiz, kimseyi ırkından ötürü yüceltmeyeceğiz de aşağılamayacağız da… Tüm dünyaya insanların hor görülmediği, kadınların ezilmediği çocukların üzülmediği bir güzel medeniyet örneği sunacağız. Biz muhabbet fedaisiyiz, husumete vaktimiz yok. Bize ümitsizlik haram, biz insanlığa barış baharları armağan edeceğiz.” diyebiliyorsanız, kaldırın başınızı yerden, bugün bayramınızdır.

Suriye’deki ateşi, Bağdat’taki yangını, Mısır’daki acıyı, Gazze’de akan kanı, Haiti’deki çaresizliği, Açe’deki musibeti, Afganistan’daki, Pakistan’daki gözyaşlarını, Somali’deki açlığı ve susuzluğu, Sudan’da hastaların inleyişlerini ve daha nicelerini dert edinmiş kardeşlerim. Biz ecdadımıza layık evlat olmak için çalıştık, komşumuzu incitmedik, birbirimize kol kanat gerdik; bizim şehrimiz kavganın şehri değil, biz farklılıklarımızı hoş gördük, hoş göreceğiz. Siz değil misiniz insanlığın en uzun ömürlü barış adasını inşa etmiş ecdadın torunlar? Siz değil misiniz inancın her türlüsüne kol kanat germiş, herkesin kardeşçe yaşadığı muhteşem bir medeniyete mirasçı olmuş bahtiyarla? Siz değil misiniz İslam’ın kazandırdığı şerefle Afrika’nın her köyünde hürmet gören, Pakistan’ın dağlarında yolu beklene? Biz de dedelerimizin torunu olacağız, yeryüzünde kimsenin burnu kanamasın diye çırpınacağız, başkalarının kurtuluşu içinde nefes tüketeceğiz.

Müslüman olmak, insan olmanın hakkını vermektir. Müslüman olmak Rabbinin insandan beklediğini gerçekleştirmek için gayret göstermektir. İslam’a teslim olarak, cimriliği, kini, nefreti, ayırımcılığı, dışlayıcılığı ayıklıyoruz kendimizden. Kibir kirinden yıkıyoruz yüreklerimizi. Şimdi seslenmek ister misiniz tüketim çılgınlığı ile kalbini kuyuya itmiş, ruhunu uçurumlara düşürmüş dünyaya; “Rabbimizin insana yakıştırmadığını biz de kendimize yakıştırmıyoruz. Kerimler Kerimi Rabbimizin keremini herkesle paylaşıyoruz.” Bayram sevincini, coşkusunu içimizde hissederek onun muştusunu gönüllerden gönüllere, evlerden evlere, şehirlerden şehirlere, ülkelerden ülkelere taşıyalım. Evlerin canlı bayramları olan çocuklarımızı bayramın coşkusuyla tanıştıralım. Yaralı gönülleri, bitap düşmüş yürekleri onaralım. Yetimlerin, gariplerin, kimsesizlerin tebessümü ile bayramlarımıza tat katalım. Bayram yapamayanlara bayram yaptıralım. Yüreklerin en ağır yükü olan küslüklere bugün son verelim.

Başta Suriyeli ve Mısırlı kardeşlerimize, insanlık coğrafyasının cümle mazlumlarına ve mağdurlarına, darda ve zorda olan kardeşlerimize dua edelim. Topraklarımıza hicret etmiş kardeşlerimize, topraklarımızda çaresiz kalmış kardeşlerimize Ensar ruhunu gösterelim, onların yanlarında olalım, onların yanında olanların yanında olalım. Bu sabahı bize bayram eden, mekanımızı sevince boyayan, günümüzü rahmetinin ayinesi eyleyen Rabbimizin hatırını cümle hatırların üzerinde tutalım. Birbirimizi tutalım, birbirimize tutunalım, ölmüş kardeşliği diriltelim, yaralanmış huzuru onaralım. Bu gök kubbenin altında insanlığı bayram ümidi olduğumuzu unutmayalım. Düşmanlıkları unutalım. Kin ve kan hesabı güdenlerin hesaplarını boşa çıkaralım. Korkularımızı yenelim, duanın ve sözün gücüne inanarak ümitvar olalım. Geleceğin inşa edilecek dünyası bizim bu umudumuza ve niyazımıza bağlıdır.

Allah'tan duamız, bu bayramı ülkemize ve tüm İslam Milleti’ne yönelik fitnelerin, belaların defi için kutlu bir kalkan yapsın. Ramazan’da terbiye olmuş nefislerimizi taşıdığımız bedenlerimizi bayramda dirilttiği gibi ruhlarımızı da diriltsin ve bize güç, kuvvet, her türlü kötülüğe karşı dayanma gücü versin. Bizi şeytanın ayartmasına karşı da kendisine sığınarak korusun. Semayı, göklerimizi aydınlattığı gibi, ufuklarımızı da, şuurlarımızı da aydınlatsın, parlatsın. Maddi ve manevi bütün varlıklarımıza güç katsın. Verdiği nimetleri bereketlendirsin. Nimet olarak bilgi ve hikmetten de bizleri mahrum etmesin, verimli ve etkili şekilde bunlarla bizi donatsın."

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası