GÖNÜL MORSÜNBÜL/ EGEPOSTASI- İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ne ilişkin sorunlara dikkat çekmek ve Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kapatılmasına ‘Dur’ demek için İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ümit Özlale ve İYİ Parti İzmir teşkilatı Bozyaka Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Poliklinikleri önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklamasında İYİ Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ümit Özlale gündeme ilişkin önemli değerlendirmeler de bulundu.
‘CHP’NİN MECLİSTEKİ PROTESTOSUNU ÇOK OLUMLU BULUYORUM’
Basın açıklamasından sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özlale, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin meclisteki protestosunu nasıl buluyorsunuz sorusuna, ‘Çok olumlu buluyorum. Bizler bugün burada ayrılıklarımızı değil hangi noktalarda buluşacağımızı sizlerle konuşmak, sizlerle paylaşmak için buradayız. Dolayısıyla bugün bunu bir seçim konuşması olarak değil, Türkiye'nin karşı karşı kaldığı hukuksuzluğa, Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı halk sağlığı problemine bizim nasıl baktığımızı sizlere anlatmak için ve bunun siyaset üstü bir mesele olduğunu sizlere anlatmak için toplandık" dedi.
‘DEZENFORMASYON YASASI BASININ SESİNİ KISMAK İÇİN…’
Anayasa Mahkemesi’nin sansür yasasının iptali talebini reddetmesine ilişkin soruyu değerlendiren Özlale, "Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını beğenmemek gibi bir durum olamaz. Birincisi tabii ki çok üzüldüm. Neden? Çünkü bugün hukuksuz yere içeride tutulan birçok meslektaşınız var. Dün mesela Barış Pehlivan. Barış Pehlivan benim çok ama çok takdir ettiğim gazetecilik onurunu en yükseğe çıkartan bir gazeteci ve dün hakim onun okuması gereken dosyasını okumadığı için ve bilerek bunu yaptığı için iki hafta daha içeride tutulacak. Barış'ın duruşması ertelendi. Geçen hafta T24’ten Tolga Şardan bir haber yaptığı için direkt olarak hemen gözaltına alındı. Daha sonra iki gün önce dışarı çıktı çok şükür. Biz de T24'ün Ankara'daki binasının önüne gidip Tolga Şardan ve T24'e destek vermiştik. Dolayısıyla bu dezenformasyon yasası tamamıyla siz basının, özgür basının sesini kıstırmak üzere, kısmak üzere getirilmiş bir yasa. Biz de buna şiddetle itiraz ediyoruz. Anayasa Mahkemesi'nin böyle bir karar verdiğine ben üzüldüm" dedi.
‘AYM KARARINI TANIMAMAK OLMAZ’
Anayasa Mahkemesi’nin aldığı kararları tanımamak gibi bir durumun olamayacağına dikkat çeken Özlale, "Anayasa Mahkemesi'nin kararını üzülmek başka bir şeydir. Şimdi, Sayın Erdoğan'ın yaptığı gibi Anayasa Mahkemesi'nin kararını tanımamak hatta Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını sağlamak başka bir şeydir. Ikisi birbirinden ayırt etmek lazım. Ben bu dezenformasyonu yasasına daha ilk çıktığı günden beri şiddetle karşıyım. Gazetecilerin sadece işini yaptığı için zulmedilmesine karşıyım. Bu konuda beni basın emekçilerinin yanında görebilirsiniz. Ama iş anayasa mahkemesinin kararına saygı duymama meselesine gelince de bizim hepimizi bağlayan ortada bir anayasa var. Bakın farklı siyasi geleneklerden gelen, farklı kültürlerden, farklı geçmişlerden gelen insanlar olarak burada toplandık. Bizim burada toplayan bir Cumhuriyet var. Bu Türkiye Cumhuriyeti Devleti aslında bir sözleşmeye dayalı. O sözleşme de Anayasa" dedi.
‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NE ADETA BİR BOMBA BIRAKMAKTIR!’
Herkesi bir arada, huzur içerisinde yaşamasını sağlayan bir sözleşmenin anayasa olduğunu vurgulayan Özlale, "Toplumsal sözleşme anayasadır. Ve o anayasayı direkt olarak anayasaya uyulup uyulmadığını denetleyen kurumlar Anayasa Mahkemesi. Dolayısıyla bugün siz Anayasa Mahkemesi kararlarına uymuyorum derseniz, o zaman bu şu anlama gelir. Ben toplumsal yani hepimizi bir arada tutan toplumsal sözleşmeyi de tanımıyorum demektir. Bu başlı başına cumhuriyetin kurucu değerlerine, Türkiye Cumhuriyeti'ne adeta bir bomba bırakmaktır" dedi.
ÖZLALE’DEN HANÇER YANITI!
Özlale, ‘Kılıçdaroğlu'nun sırtında hançerle seçime girdim demesini nasıl yorumluyorsunuz?’ sorusuna, “Ben bizi kastederek söylediğini düşünmüyorum. Geçmişte biliyorsunuz Kemal Bey'i eleştirdiğim dönemler de oldu. Ama Türkiye Cumhuriyeti kadar eski, yüz yıllık, koca bir çınarın 7’nci genel başkanıdır. O yüzden buradan hem CHP kurultayında alınan kararın bütün ülkeye ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne hayırlı olmasını dileyelim hem de aynı zamanda Kemal Bey'e bu ülkeye yaptığı iyi hizmetler için de teşekkür ederim” dedi.
“NE AK PARTİ’NİN NE DE CHP’NİN ADAYIYLA İLGİLENİYORUM!”
‘Tunç Soyer’i aday olarak görmek ister misiniz karşınızda?’ sorusuna Özlale, “Ben İzmir tarihinin gördüğü en iyi, en donanımlı birkaç belediye başkanından bir tanesi olmak istiyorum. Benim bir oğlum var, İzmir sokaklarında dolaştığı zaman ‘ya senin baban da bak buraları yaptı. Senin baban da bu hizmetleri buraya getirdi’ demesini istiyorum. Ben çok iyi bir belediye başkanı olacağımı biliyorum. Ne AK Parti'nin ne Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayıyla ilgilenmiyorum. İnanın. Ama şunu söylemeye çalışıyorum. Bakın bu bence önemli. Her zaman siyasi rekabet o şehre bir hava getirmiştir. O şehre bir hizmet yarışı getirmiştir. Ben İzmir'de iki parti arasında geçecek bir seçimdense üç tane iyi adayın çıktığı, siz seçmenlerin de hangisini tercih ederseniz günün sonunda İzmir'in kazandığı bir seçim olmasını istiyorum. O yüzden ben bu iddiayla ortaya çıktım. Ben çok iyi bir belediye başkanı olacağım seçildiğim zaman. O yüzden de ne AK Parti'dir ne Cumhuriyet Halk Partisi'nin hangi adayı çıkartacağına inanın çok da fazla merak etmiyorum" dedi.
"AYTUN BEY TEMENNİSİNİ SÖYLEMİŞ!"
Eski İYİ Parti Milletvekili Aytun Çıray’ın bir televizyon programındaki ‘Ümit Özlale’nin şansını düşük buluyorum, CHP üç büyük şehirde kazanır’ açıklamaları sorulan Özlale, “Aytun Bey temennisini söylemiş bence. Bakın genelde bizim partimizin şöyle bir politikası var. Beraber çalıştığımız çalışma arkadaşlarımızı bizden ayrılan kıymetli insanlar oldu. Sayın Özdağ ayrıldı. Sayın Ağıralioğlu ayrıldı. Sayın Çıray ayrıldı. Ondan sonra ben bunlarla ilgili bir zamanlar benim çalışma arkadaşlarım olduğu için genelde kötü konuşmamaya çalışıyorum. Aytun Bey orada büyük ihtimalle temennisini anlatmıştır. O bakımdan çok fazla yorum yapmam da doğru değil. Dediğim gibi bir zamanlar beraber çalıştığımız, İYİ Parti'nin iyiliği için çalışan insanların daha sonra ayrıldıktan sonra bizzat altına imza attıkları işleri kötülemesi beni sadece üzüyor. Çünkü biz onlarla beraber çalıştık bir aralar. Dediğim gibi İzmir için önemli olan şey şu. Bir hizmet yarışına girelim. Ben kendimi anlatayım sizlere. Cumhuriyet Halk Partisi'nin adayı kim olacaksa bilmiyorum. O kendisine anlatsın. AK Parti'nin adayı kendisini anlatsın. İzmir için hangisi daha güzelse, hangisi daha iyi olacağını düşünüyorsanız siz onu seçin" dedi.