POLİTİKA
YAĞMUR UYGUR/EGE POSTASI - Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina Radyo Egepostası’nda deneyimli gazeteciler Mithat Umutoğulları ve Adem Nakçı’nın Günortası programında sorularını yanıtladı. Dürüst ve samimi haliyle takdir toplayan Başkan Piriştina, vatandaş ile ilişkilerinden siyasete bakışına kadar pek çok konuda soruya yanıt verirken yolunu samimiyetinin çizdiğini vurguladı. Parti içinde yapılan çalışmaları önemsediğini, vatandaş taleplerini yerine getirmek için her yolu denediğini ve borçlara rağmen yatırımları sınırlandırmadığını dile getiren Başkan Piriştina, “Bir sıcak dokunuştan hiçbir şey çıkmaz. Kin, nefret, unutmamak da insani duygular. Ancak biraz sevmeyi denerseniz, insanları hata ve eksikleriyle kabul ederseniz daha iyi olur. Hayat da çok daha kolay oluyor. Zaten zor bir görev. Bir daha işinizi zorlaştırmayın, devamlı stres, gerginlik, intikam biriktirmek işinizi iki ya da üç kat zorlaştırıyor. Ben bu yöntemi şiddetle tavsiye ediyorum” dedi.
Buca Belediyesi’nde yapılacak projelerin bir kısmı için tarih veren Başkan Piriştina 80 günlük bir takvim çıkardı. Siyasette Fair Play ‘den yana olduğunu da belirten Başkan Priştina, Ankara’da yapılan Belediye Başkanları Buluşması’nın kendilerine pek çok katkısı bulunduğunu söylerken toplantıların genişletilebileceğini vurguladı. Buca’da Büyükşehir Belediyesi’ni projesini uyarladıklarını söyleyen Başkan Priştina, göçleri tersine çevirmek için çalışmalar yürüttüklerini de sözlerine ekledi. Buca’da en büyük sorun trafiğin çözümü için çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Başkan Priştina, tramvay projesini Büyükşehir Belediyesi yapmak istediğinde Başbakan binali yıldıırm tarafından “Ben yapmak istiyorum” denilerek talep edildiğini şimdi ise Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nda projenin bekletildiğini anlattı.
İşte programdan konu başlıkları…
Mithat Umutoğulları: Toplum tarafından sevilmek, güzel bir şey olmalı.
Levent Piriştina: Bir sıcak dokunuştan hiçbir şey çıkmaz. Kin, nefret, unutmamak da insani duygular. Ancak biraz sevmeyi denerseniz, insanları hata ve eksikleriyle kabul ederseniz daha iyi olur. Hayat da çok daha kolay oluyor. Zaten zor bir görev. Bir daha işinizi zorlaştırmayın, devamlı stres, gerginlik, intikam biriktirmek işinizi iki ya da üç kat zorlaştırıyor. Ben bu yöntemi şiddetle tavsiye ediyorum.
Mithat Umutoğulları: Fair play anlayışı var. Muhalefetteki partilerle ilişkiniz iyi. Ankara’da belediye başkanları toplantısında neler görüşüldü'
Levent Piriştina: Genel itibariyle ben konsepti çok önemsiyorum. Anadolu’nun her bölgesindeki mevkidaşlarımızın yaptıklarını kağıt üzerinde bakıyoruz inceliyoruz ama bir araya gelmeye dertleşmeye fırsat bulamıyoruz. Kıymetliydi. Genel başkanımıza mesajlarımızı ilettik ve onun beklentilerini duyduk. Gayet verimli geçtiği kanaatindeyim. Büyükşehir, Eskişehir Büyükşehir belediye başkanlarımız ne yaptıklarını anlattı. Endişelerimizi, almamız gereken tedbirleri özelimizde ve genelimizde değerlendirdik. Son derece yerinde buluyorum. Sık sık yapılmalı. Genişletile de bilir. Kalabalık ona göre dizayn edilebilir. Bu duygularla döndük. Moral ve motivasyon yükledik.
Dayanışmayı kardeş belediyelerle başlatmıştık. Bazen sayısını arttırmak gerekiyor. Ben beş yere katkı koymuşum. Maddi ve manevi destek olmuşum. Maksimum kendi ilçemizdeki imkanlar sonrasında ne varsa ne verilebiliyorsa onların başarısı için önemli. İstediğini alamamış gibi algılayanlar olabilir. Ama her istenen de hayata geçmeyebiliyor. Ufak tefek kırgınlıklar var ama bu işe gölge düşürecek şeyler değil.
“BÜYÜKŞEHİR FORMÜLÜNÜ BUCA’DA UYGULUYORUZ”
Mithat Umutoğulları: Genel Başkan İzmir’i örnek gösterdi. Buca’da da ilçe belediyesi olarak bir kalkınma hamleniz var üzüm bağlarıyla başlayan ve zeytin fidanlarıyla devam eden
Levent Piriştina: Bu toplantının gündemine oturmuş olması da gösteriyor ki bu model çok doğru bir model. İzmir’in örnek gösterildiği, kalkınma yerelde başlayıp kente göçenlerin nasıl döndürebilirizin göstergesi. Büyükşehir harikulade yapıyor. Her yere her formülü uygulayamazsınız. Biz de aynı doğrultuda büyükşehir modelini Buca’da uyguluyoruz. Ki daha temelleri atıldığında 25 gün sonra hizmete girecek, üzüm bağlarıyla ilgili tarımsal eğitim başlattık. Tarımsal toprakların bereketinin, oradaki yaşamın güzelliğini ve tabiî ki kârını paylaşmak. Esas burada ekmek büyütmek mesele. Biraz da onu yapmayı becerebilirsem o zaman göreceksiniz ki bu merkez ve kentlerde yaşanan imar sorunu, çevre düzensizliği gibi tüm olumsuzluklar minimum seviyeye inecek. Sorun gidermeyle ilgili imkanlar artıyor, nüfusu da öbür tarafa gönderirsek iyi olur. Daha yapılacak çok şey var. 81 ile örnek olan model bu şekildeydi.
“TRAFİK İŞKENCESİ SONLANACAK, TRAMVAYI BAKANLIK BEKLETİYOR”
Adem Nakçı: Menderes Caddesi işkencesi var. Farklı bir projeniz vardı.
Levent Piriştina: O dediğiniz cadde ve oradan sonra gelen diğer bağlantılı yerlerdeki trafik yoğunluğu fazla. Buraları sit bölgeleri. Çivi çakamıyorsunuz. İki şansınız kalıyor. Birincisi caddenin paralelindeki yolu açmak ve ikincisi buraya metroyu getirmek. Metro konusunda imzalar alındı, sanırım 2018’in ilk çeyreğinde ihalesine çıkılacak. Ta Çamlıkule’ye kadar metroya gelecek. İnanılmaz rahat nefes alacağız. Tercihen alttan metro varken kimse araç kullanmak istemeyecek. Buraya gelince cezaevi müdürüyle görüştük, planları Büyükşehirle çizdirdik, lojmanı yüz metre sağa kaydıracağız. Ben bunu bakanlıktan ziyade Sayın Başbakan’a götüreceğim. Başbakan İzmir2i ve sorunlarını yakından bilen bir isim. Randevu talep ettik. Sayın Başbakan’a anlatacağız bu konuyu. Projemiz ve dosyamız hazır. Okey denilirse altı ay içerisinde aynı Menderes Caddesi gibi bir yol daha açılır. Artık trafik birinci sıradan onuncu sıraya düşer.
Eğitimin oraya giden tramvay durumu. Karşıyaka Konak Buca tramvayı olarak ihaleye çıkılıyordu. O dönem SAYIN Başbakan rica ediyor. Buca tramvayını ben yapacağım dedi. Büyükşehir Konak ve Karşıyaka ihalesini yaptı. Ulaştırma Bakanlığı bekletiyor şu an. Burası hazır. Bir yıl bile süreceğini düşünmüyorum. Nostalji gibi düşünenler oldu ama öyle değil. Bulvarlar genişleyip metro tamamlanırsa o zaman lüks olmaz.
“HADDİNİ AŞTI”
Mithat Umutoğulları: Başkanlarla ilgili Konya Tuzlukçu Belediye Başkanı serzenişte bulunmuş. Aranızda bir diyalog geçmiş, Bahseder misiniz'
Levent Piriştina: İş haddini aşan bir duruma girdi. Başkan muhtemelen iyi niyetli ama Türkiye’de atamalarla ilgili genel merkezi eleştirdi. Ben de çıkıp dedim ki, bu sene ilçede senin gösterilmemen lazım dedim. Nereden biliyorsun dedi. Sen İzmir’i nereden biliyorsan ben de oradan biliyorum dedim. İyi niyetli ama haddini aştı. Millet de şok oldu. İktidar heyecanı ve 2019’daki seçim heyecanına veriyorum. Kötü niyeti yok. Yanlış yaptığını anlatmaya çalıştım. Söyleyiş yöntemi, üslup ve yeri bu değil. Bizde 6 binlik mahalle yok. Partilimiz, yoldaşımız ama her işin de bir yolu ve yordamı var.
“İHTİYAÇLAR GÜNE GÖRE DEĞERLENDİRİLMELİ”
Mithat Umutoğulları: Buca’da bir anket yaptırdınız mı'
Levent Piriştina: Var var. Devamlı yapıyorum. Memnuniyet anketi yaptırıyoruz. Projelerimizden hangisinin memnuniyet yarattığını soruyoruz. Mahallede en çok hizmeti beğenmiş-, mahalle ve Buca bazlı sorun n? Diye soruyoruz. Yanlış da yapmış olabiliriz. Rakamlarla speküle etmek istemiyorum ama oyumuzu aşikar ve ciddi miktarda arttırdığımızı anketlerde görüyorum. Bizden beklentileri gündelik değişiyor. İnsanlar öyle bir can, mal derdine düşmüş ki. Bizim sosyal medya aracılığıyla da araştırıyoruz. Yatırım planlarken de soruyoruz. Yürürken ve aslında yıllar geçtikçe teknoloji, ülke ve kent ihtiyaçları değiştikçe bakılmalı. Beş yıl önce ihtiyaç olan bugün ihtiyaç olmayabiliyor. Sürekli soruyoruz o yüzden çok da iyi sonuçlar alıyoruz. Sordukça. Kurmaylarla oturdum bu doğru demeyeceksin. Tüm yönetim planlarında bunu uyguluyoruz.
“HİZMET ODAKLI BAKIYORUM”
Adem Nakçı: Vizyoner olmak önemli. Piriştina, babasının oğlu diyor herkes. Öyle misiniz'
Levent Piriştina: Esas anket o zaten. Yarış nasıl gidiyor dendiğinde anket gözdeki bakış, öğlen yemeği yediğin üniversiteli, sokakta önünü kesen vatandaş. Onu hissedebiliyorum. Tebessüm azalıyorsa, serzeniş artıyorsa bir yerde eksiklik var demek. Hemen orada kendine çeki düzen vereceksin o zaman. Adama derdini soruyorsun, çok nadir siyaset konuşuyoruz. Hep sorun. Yol, kaldırım vesaire. 3,5 yılda 5 seçim görünce her dakika seçim, mecburen siyaset de oluyor. Hep hizmet odaklı bakıyorum, neye ihtiyacın var, işyerinle ilgili beklentin. Hazır beni yakaladın aklından ne geçiyor söyle diyorum. Başkana mesajımı ilettim önemli. Adam bunu yazılı verebilir, BİMER’e yazabilir, ama bakarak kendini daha iyi anlatır. Abi rahat rahat anlat diyorum. Kendi evladına, babasına, kardeşine derdini anlatır gibi anlatıyor. Her derdi çözemiyoruz elbette. Yaparız abi demeyeceksin. Gerçeği söyleyeceksin. O zaman o bağ çok kuvvetli kuruluyor.
“VATANDAŞ SİYASİ BAKMAZ, SORUN ÇÖZÜMÜ İSTER”
Mithat Umutoğulları: Fair play kuralları uygulanıyor. Mustafa Arslan’ın da zaman zaman çıkışları var. Nasıl değerlendiriyorsunuz'
Levent Piriştina: Biz de bir şeyler yapıyoruz onlar da yapıyor. Siyaseti 2017 Türkiye’sinde güzel İzmir ve güzel Buca’da sonra şikayet edeceğimiz hale getirmeyelim. Onun dışında tabiî ki eleştireceksin, bunu neden geç yaptın, diyeceksin. Ama dil çok önemli. Fair playın anlamı da bu zaten. Adamın görevi eleştirmek zaten. Bu koltuklar geçici ama insani değerler önemli. Bunları yitirmeyelim. 3700 sokak var, köşede çöp var, gidip çekiyor, işte ‘Buca’da durum bu’. Yahu doğru, olmuş öyle bir durum. Arkadaş unutmuştur ya da geç almıştır, ya da tembelliği tutmuştur. Yoksa whatsapp hattı. Ver elime telefonu ben neler bulup çekerim. O zaman amacını aşıyor. Aynı hattan bizde var, belediyede var. Üzüm yemek istiyorsa vatandaş ya da muhalefet, üzüm yenir. Yeter ki bağcıyı dövmeyelim. Vatandaşın derdi zaten olumsuzluğun giderilmesi, o siyasi bakmaz, kardeşim sorunu çöz der. Bazen bir binanın eğri olduğunu görüyor, gece arıyor vatandaş. Anında çözemesek de bunu not alıyoruz.
“ONUN ÇİZGİSİ, DENETLEYİCİ ROL OYNUYOR”
Mithat Umutoğulları: Piriştina’nın oğlusunuz. Bir yandan zor durum. Efsane bir adamın çocuğu olmak.
Levent Piriştina: Bu işte ortaya koyduğunuz performans, geriye döndüğünüzde aileniz, aldığınız terbiye, babanın okuduğu ve sana uzattığı kitap, aldığın eğitim, girdiğin dernek vesaire uzun bir yolculuk. Annen, baban, kardeşin, çekirdek aile çok önemli. Çok güçlü bir insandı. 12 yaşlardan beri toplumsal mücadele vermiş ve bundan zevk almış. Bunu aşılamıştı. Onun yarattığı başarı çizgisi benim için bir kontrol edici, denetleyici rol oynuyor. Bazen zorluk çekiyor muyum'Çekiyorum çünkü vatandaşımız hizmetteki kaliteyi kıyaslıyor. Misal 1’de toplantı var değil mi 1’i 5 geçe gelsem ya başkan ols böyle olmazdı diyor. Artık öyle bir karşılaşma var ki. Bu beni diri tuytuyor. Onun gibi olmam mümkün değil. Ama onun ilkelerini yaşatmak güzel. Dilerim yaptıklarımız yapacaklarımız onunla bir üst boyuta geçer. Her halde bütün babaların en önemli temennisi budur. Kolay değil ama…
Adem Nakçı: Babasının oğlu olduğu için geldi dediler. Zor oldu mu kendinizi anlatmak'
Levent Piriştina: Hiç zor olmadı. Neysem o oldum. Olduğunuz gibi davranırsanız, işin sırrı kimseye bir şey anlatmak yerine, olduğun gibi davranırsan herkes kafasındaki sorunun yanıtını buluyor. ‘A bu da bizden, bizim gibi insan’ diyorlar. Kamu, devlet büyüklerinden makam ve mevkiden vatandaşlar biraz çekingen davranır. O aradaki mesafeyi sizin ilişkiniz tayin eder. Türkiye’de yaşanan 15 yılda siyasetçinin itibarı çok kötü zedelendi. Bizlerin bireysel kurduğu bağlar kapsam dışı. Fakat çocukluğumdan beri siyasetin içindeyim. 20 yıl önce bir vekil, bakan, meclis üyesinin vatandaş gözündeki itibarıyla bugünü kıyaslayamam. Bunlar zaten FETÖCÜ, şunlar şucu, bunlar hırsız gibi. Maalesef bakıyorum vatandaşın gözünde siyaset mekanizması çok yıpratıldı. O saygı yok edildi. Belediye başkanını görünce tedirgin bakmalarının sebebi biraz da bu. Sabah aç televizyonu herkes birbirine küfür ediyor. Fair play önemli. Birbirimizle, projelerle yarışalım kardeşim.
“80 GÜNDE 5 PROJENİN TEMEL ATACAĞIZ”
80 gün içerisinde Buca’nın çok önemli beş projenin temelini atacağız. Bir tanesi Ufuk’ta çok amaçlı kapalı pazar yeri. Aynı amacı dört beş mahalleyi kapsayacağı için Fırat Mahallesi’nde atacağız. O biraz daha Ufuk dışında beş mahallenin ihtiyacını giderecek. Adatepe’de çok amaçlı pazar yeri ve altına kapalı spor salonu ekledik. 70 güne sığdıracağız. Adnan Saygun’umuz var Büyükşehir’e ait. İkinci sırada her türlü gösterinin yapılacağı 650 kişilik gösteri sanatları merkezinin temelini atacağız. Onun yanında Buca Çarşı, amfi tiyatro vesaire olacak. İzmir’de bundan sonra bir gösteri sanatı, konferans, seminer, konser dendiğinde ev sahipliği yapacağız Adnan Saygun’dan sonra en iddialı olacak. Forbes 27 Kasım’da yeni Forbes ihalesi var. Forbes kıymetli. İzmirlinin de ziyaret ettiği bir yer çünkü. Yepyeni bir Forbes bekliyor. Amatör sporu Fırat Mahallesi’ne taşıyoruz, spor vadisi yapacağız, şubatın veya ocağın son haftası. Bütün spor kulüplerinin halı saha, tribünleri, soyunma odaları olacak. Buca çarşının temelini attık. 30 tane sivil toplum kurumunu oraya taşıyacağız. Hiç kira vermeyecekler, 70 kişilik konferans salonları olacak, elektrik ve su parası bile vermeyecekler. Buca Çarşı’nın üstünü kapattın, pazar yaptın belli günlerde ama o zaman koca 10 bin metrekare boş kalmamalı. O yüzden anfi tiyatro, sinema, kafeterya, çocuk oyun parkı, tiyatro salonu olacak. Anne, çocuğunu pırlanta çocuk merkezine bırakacak, alış verişini yapacak. Gösteri sanatları merkezinin altına da 150 araç kapasiteli otopark yapacağız. Buca Çarşı’da da 150 araçlı otopark olacak. Aynı bölgede 300 araçlı otopark olacak. Zaten 10 bin metrekare kapalı alan, haftanın dört günü de otopark olarak kullanılıyor. Şirinyer’de Büyükşehir’in hazırladığı proje kapsamında da 800 araçlık otopark olacak. Başlayacak. Başlamış olması kıymetli. Buca Çarşı ve gösteri sanatları merkezi bitecek. Kapalı otoparkı yaptık kimse park etmiyor. Toplumun alışkanlıkları var, otopark mantığına alışmamış olanlar var. Biz yapacağız vatandaş yavaş yavaş alışacak. Şirinyer’de 800 Buca’da 300 araç oldu mu bin 100 araçlık otopark olacak.
Adem Nakçı: Göleti kısmen canlandırdınız. Yedi Göller ne zaman'
Levent Piriştina: Sürpriz var üzerinde çalışıyoruz gölette. Aklımızdan geçenler var. Yedi Göller’in ihalesi tamamlandı, bu hafta müteahhite yer teslimi yapılacak. Yedi göller eskisinden daha güzel olmak kaydıyla ihtişamına kavuşacak. Yedi göllerle ilgili 180 günün sonunda da haziranda bir kültürler şenliği yapacağız. 4 milyon liralık bir ihale bu. Yedi bölgenin insanını orada buluşturup şenlik yapacağız. Bir Kosovalı gidip Karslının ketesini yiyebilecek. Herkes coşkuyla bahardan yaza geçişi bir festivalle kutlayacak. 180 gün sonra yedi Göller harikulade bir yer olacak.
DOWN CAFE ‘SİT’E TAKILDI
Adem Nakçı: Daha önce Sayın Kılıçdaroğlu’nun övgüyle bahsettiği pırlanta merkezleri.
Levent Piriştina: 31 Aralık’a kadar Buca Koop’ta açacağız bir de Yeşilbağlar’da pırlanta merkezi açacağız. 2019’da iki tane olmak üzere toplamda 11 tane olacak, hedefimiz on bin çocuğa ulaşmak. Kadıların çocuklarını bırakıp hayata ve siyasete katılmalarını sağlayacak yerler olacak. Hatta ben Hasan Ağa Bahçesi’ne down sendromlu kafe açacaktım. Ancak sit alanı olduğu için üzerine yapı yapmamıza izin verilmiyor. Prefabrik de olmuyor. Oraya hiçbir şey koyamıyorsunuz. Maalesef buna takıldık.
“PARAM YOK DİYE YATIRIM YAPMIYORUM DİYEMEZSİN”
“ÇEMİŞGEZEK İLE BUCA’NIN FARKI YOK”
Mithat Umutoğulları: Bu kadar yatırım yapıyorsunuz. Belediyenin ekonomik durumu nasıl'
Levent Piriştina: Buca’da geçmiş gelecek borç var, kesintiler var, personel giderleri var, okul, cami, hastane, emniyet size geliyor. Ana sorun bunların merkezden düzenlenmesi. Tabiî ki belediye başkanı gelir arttıracak, doğru formüllerle çalışacak. Yönetici marifetleri ötesinde yasalarla acil müdahale edilmeli. Bizim idari olarak da oturuyorsun sen 300 metrekare her gün yanından geçtiğin parselle ilgili planlama yapamıyorsun adam Ankara’dan gelip yapıyor. Para birinci faktör. Her geçen gün görev tanımlarımız artarken para kısılıyor. Buna can dayanmaz. İnsana bakışımız belli. Benim param yok diye yatırım yapmıyorum diyemezsin. Bu girdaptan çıkmanın yolu, merkezi hükümetin yerele desteğini arttırması. Biz giderek merkeze bağlı hale geliyoruz. Genel bir şikayet bu. Tüm belediye başkanlarının derdi aynı. Çemişgezek ile Buca’nın farkı yok. Aynı yasalardan ve verilmeyen imkanlardan muzdarip. Vatandaşın yasalarla kaybedecek zamanı yok. İnsanlar bunu bilmediği için gelip ‘sana benim bu ihtiyacım var’ diyor. Listeye bakıyorsun on taneden sekizi görev tanımının dışında. Alıp yol bulup, parasını bulup ona yardım etmek zorundasın. ‘Git Ankara’ya bakana anlat’ mı diyeceksin. Sen başkansın ne yapacaksın edeceksin soracaksın. Ya da senin böyle bir göreve talip olma durumun olmaz.
“HERKES KENDİ SİYASİ BEKLENTİLERİ ÜZERİNDEN KONUŞUYOR”
Mithat Umutoğulları: İzmir Büyükşehir Belediye başkanı ne yapmalı'
Levent Piriştina: Oturmuş herkes o öyle mi olsun, böyle mi olsun diyor. Heyecanını istekliliğini görüyorum. Genel başkan zaten örnek gösteriyor. 81 ile örnek veriyor. Aday olmasıyla ilgili tüm kriterler tutuyor. Aziz Beyle ilgili şahsi kararı gerekiyor. Şahsi kararı dışında herkes kendi siyasi beklentileri üzerinden konuşuyor bence. O olmazsa ben olur muyum diye. Niye biz konuşuyoruz ki olsun mu olmasın mı diy? Bu onun şahsi kararı. Sanki böyle bir anlam var.
“CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNİ ALAMAZSAK ANLAMI YOK”
Mithat Umutoğulları: İzmirli belediye başkanları dışarıda çok başarılı. Örnek gösteriliyor tüm belediye başkanları.
Levent Piriştina: aslında herkes siyasi ikbal tartışması olduğu için böyle oluyor. Yahu zaten cumhurbaşkanlığı seçimini alamazsak ne ilçenin, ne delegenin kıymeti kalmayacak. Ben bugün için bu tartışmaları İzmir için yerinde bulmuyorum. Öyle bir boşluk görmüyorum.
“HİZMET YARIŞI VAR SADECE”
Mithat Umutoğulları: Delege seçimleri bitti. Çok az zaman kaldı kongrelere. Ortak beklenti şuydu; Buca’da tek aday çıkar diye düşündük. İlçe başkanı ve başkan arasında ciddi bir uyum var. Uzun süredir bu uyum yakalanamamıştı.
Levent Piriştina: Bahsettiğiniz sağlamış olduğumuz barış ortamı, iç huzurun yarattığı sonuçları zaten birlikte getirdiğiniz insanlarla yarattık. Karşı aday olarak göstermenin anlamı yok. Hep birlikte yaptık. Asla yok aday çıkmasın, iki üç aday olsun demedik. Muhalefet diye bir şey yok. Hizmet yarışı var sadece. Biri çıkıp ‘Ben daha iyi yaparım, kendimde o heyecanı görüyorum’ diyor. Muhalefet hükümetle bizim aramızda olur, AK Parti ve CHP arasında olur. Aynı parti içinde yarış olur. Aynı gemideki insanların kaptanlık yarışı bu. Bizim bu barış ortamını bozma lüksümüz yok. Bu ahenk ve başarı. Bu anlayışla referandumda yüzde 66.5 aldık. Hepsine teşekkür ediyorum. Aklınıza kim geliyorsa. Bundan sonra da kararımız bu. Başka da çaremiz yok. Omuz omuza olacağız. Biz omuz omuzayız. Örgüt demek Buca demek, Buca demek örgüt demek.
“BENİM TARAFIM YOK DİYEMEZ BİR BAŞKAN”
Herkesin gönlünden bir aday geçer. Burada esas bunun deklarasyonu ve şeyini biliyorsunuz genel merkez bununla ilgili bir karar aldığı için doğru bulmuyorum. Mecbursun zaten bir oy vermeye. Ama bunları yönlendirici buluyorum. Bizleri örgütün başına geçecek arkadaşlarla ilgili tercihimizi açıklamaktaki nedenin bir sonraki yerel seçim olduğu sanılıyor. Bu kesinlikle yanlış. O kadar sebep var ki. Başkanın bir tarafı var, bununla ilgili lisanını dikkatli seçmezse, buna dikkat etmek zorundayım. Nasıl olmaz ki tarafım. Benim tarafım yok diyemez bir başkan.
“2019 ENDİŞEM YOK”
Mithat Umutoğulları: Siyaseten çok güçlüsünüz. Aday olacaklar da sizin desteğinizi almak istiyor. Bu nedenle geç açıklıyor. İşaret edeceğiniz isim önemli.
Levent Piriştina: Eğer böyle bir etki varsa bunun tek sebebi var. Geldiğimizden beri örgütün beklenti ve menfaatlerini o kadar koruyup kolladık ki, örgüt buna teveccüh gösteriyor. Bugün bu koltuktaysam örgüt sayesinde olur. Örgüt için benim duygu ve düşüncem anlam ifade ediyorsa bu yüzdendir. Tüm içtenliğimle söylüyorum asla ve asla şahsi bir hesap üzerinden değil, oradaki beklenti ve taleplerimiz aslında örgüt menfaatleri lehinedir. Tüm içtenliğimle söylüyorum; 2019 ile ilgili şahsi bir endişemiz yok. Düşünsenize faktörleri. Bir işi senin istemen, MYK, ilçe örgütü, il başkanı, büyükşehir belediye başkanı, bir çırpıda 9 nokta saydım. Esas burada önemli olan diğer büyük işlere giderken huzurun, ahenkli çalışman, performansın o kıymetli. Senin onunla yapacağın mesai kıymetli. Böyle bir komedi olabilir m? Genel başkanı var, MYK’sı var.
“PARTİ NE DERSE ONA GÖRE SEÇERSİN”
Mithat Umutoğulları: Ortak aday üzerinde uzlaşı sağlanır mı Buca’da'
Levent Piriştina: Buca’dakini bekliyorum aynı. İki aday da birbirlerini çiçeklerle davullarla zurnalarla karşıladı. Parti içi rekabet arttıkça enerji azalır. İlde de beklentim bu. Havada da o var. Konsensüs sağlanacak gibi. Aday sayısında çok takılmıyorum da, o gerginliğin artmaması lazım. Bu insanlarla 3-5 ay sonra tekrar sahaya çıkacağız. O yüzden ilde gerginlik sanki bir sıkıntı yaratmayacak gibi geliyor. Benim gördüğüm o. Fal bakmanın alemi yok. Az bir süre kaldı. Bazı ters sinyaller de geliyor.
Orada iki tane görüş var. İl başkanı denilen adam tarafsız olmalı. Karşı listeye yazılmaması ciddi bir kırgınlık olur ona üzüldüm. Bir il başkanı, seversin ya da sevmezsin, parti işleri duygusal kalp olmaz. Eşini ve akşam yemeğe gideceğin adamı öyle seçersin. Parti ne derse ona göre seçersin. Asuman Başkan kontrolünü kaybetti. Madem siz böyle bir siyasi nezaket göstermiyorsunuz. Belediye başkanını seversin ya da sevmezsin koy kardeşim listene. Böyle şey olur mu, böyle saçmalık olur m? Bu yüzden konuyu irdelemek lazım. Kararı da öyle vermek lazım. Karşıyaka siyasetini bilmiyorum ama o da yanlış bu da yanlış.
Aynısı benim ilçe kongremde oldu. Geçen dönem iki aday yarışıyordu. Bir taraf beni yazmadı mesela. Ama o güne kadar giderken biz başkanımızlayız, sorunumuz yok başkanla dediler. Benim için kıymetli olan, il başkanı ve belediye başkanlarını ya yarışa sokmayacaksın ya da yarışa sokuyorsun tarafsız olmasını bekleyemezsin. Diyorsun ki git yarış delege çık. Beni delege yazmayan listeye destek verme. Genel başkanı temsil eder il başkanı, ister sev ister sevme.
“HEYECAN YARATICI ÇIKIŞLARI YOK”
“BAŞKAN VE MİLLETVEKİLİ LİSTELEİRNİ VEREBİLİRİM”
Adem Nakçı: İYİ Parti. Buca’da göçmenlerden taban bulacak mı'
Levent Piriştina: Valla şu ana kadar bir hareketlenme, eğilim, yarattığı bir heyecan, bir trafik yok ilçede. Karabağlar, Balçova, Dikili, Bornova var. Buca’da yok öyle bir şey. Gönlü ve aklı olanlar tabiî ki geçecek oraya. İYİ Parti’nin kadrosuna bakıyorum, siyasi söylemin ötesinde, koltuklar dolmuş. Kimin belediye başkanı, milletvekili olacağı belli. İYİ Parti’nin belediye başkanları ve vekil listesini verebilirim size. O yüzden teveccüh olmuyor. Zaten söylemi biraz sert, biraz ağır milliyetçi çıktı. Heyecan yaratıcı bir çıkışları yok.
“GÖREVLERİ TOPLUMU AYRIŞTIRMAK”
Mithat Umutoğulları: Göçmen bir ailenin çocuğusunuz. Rasim Ozan Kütahyalı’nın eleştiri aldığı tümceyi nasıl değerlendiriyorsunuz'
Levent Piriştina: Bu ve bunun gibi insanlar toplumu ayrıştırıyor. Durup durup ara ara fitil fitil böyle insanların beynini ilmik ilmik örüp arada ağızları dillerine dolaştığında da bu. Görev ve misyonları zaten toplumu ayrıştırmak. Ben de bir Balkan çocuğu olarak hep bunlara direndim. Faşist saldırılardan kaçıp buraya gelmişiz. Düğünleri, cenazeleri paylaşacaksınız. Aşağılık bir cümle. İnsanlıktan nasibini almamış. Balkanlarda sağcı solcu çıkar ama vatan haini çıkmaz. Yazık günah işte. Ama dersini aldı. Cesaretlendirici olmaması lazım. Rasim Bey’in Ahmet Bey’in önemli değil. Toplumun şunu görmesi lazım, kimsenin böyle bir hakkı yok. Buna sadece Balkanlar tepki göstermeyecek.
Sayfa başına git
