Ünlü alman yazarı Bertolt Brecht’in “Sezuan’ın İyi İnsanı” adlı oyununun teması, hem iyi insan olmak, hem bunu sürdürerek ayakta kalabilmenin mümkün olup olmadığını sergileyen bir eserdir.
Konu, Çin’in Sezuan şehrinde geçer. Üç tanrının iyi bir insan aramak üzere dünyaya inmesiyle başlar. Sezuan şehrine gelen tanrılar kendilerine barınacak yer sağlayan kişiyi iyi insan seçme kararı alırlar. Sezuan şehrinde tanrıların yolları yaşamını fahişelik yaparak sürdüren Shen Te ile kesişir. Kendilerine barınacak yer için fahişe Shen Te’den başka kucak açan olmaz.
Tanrılar Shen Te’ye iyiliğinin karşılığı olarak yüklü miktarda bir para verirler ve bu parayı yine iyilik için kullanmasını isterler. Tanrıların kendisine verdiği parayla bir tütün dükkânı açan Shen Te, ilk günlerde çevresindeki insanlara yaptığı iyiliklerle çok mutlu gözükse de bir süre sonra insanlar Shen Te’yi deyim yerindeyse bu iyiliğini sömürmeye ve zarar vermeye başlamışlardır.
İyilik duygusunun içine işlediği ve dükkânına gelen iyi de olsa kötü de olsa her insana ‘hayır’ diyemeyecek duruma gelen tanrıların iyi insanı Shen Te, bu duruma bir çözüm yolu bulmaya çalışır ve Shui Ta kişiliğine bürünerek zaman zaman katı yürekli acımasız hayali bir insan rolünü oynamak zorunda kalır. Yarattığı bu hayali karakterini insanlara hayır diyebilmek için kullanır.
“Sezuan’ın İyi İnsanı” gibi hepimizin yaşamında sevdiğimiz ve bizim için çok değerli olan, hayır diyemediğimiz insanlar vardır mutlaka. Ancak İnsanların iyi niyetlerini sömürme düşüncesinde olanlar iyi insanları iyiliklerinden uzaklaştırır ve iyiliklerinin sonradan kötülüğe dönüşmesine neden olurlar