Bu yazıya başlayacaksak, önce meseleye biraz mizah ve dozunda bir ironi katalım: Hamza Dağ’ın, “Ben İzmir’i seviyorum ama Aziz Kocaoğlu’nu, Tunç Soyer’i ve Cemil Tugay’ı sevmiyorum” açıklamasını duyduğumda şöyle bir düşündüm… İzmir’in çiçek gibi sokaklarına, deniz kokusuna, boyozuna aşık olup belediye başkanlarına gönül koymak nasıl bir çelişki olabilir?
Hamza Bey, belli ki İzmir’i çok seviyor.
Öyle bir sevgi ki bu, belediye başkanlarına duyduğu nefreti bile bastıramıyor. Ama işte burada Deniz Yücel devreye giriyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yücel, Dağ’ın bu tutarsız söylemini “samimiyetsizlik ve riyakarlık” olarak niteleyerek, yerinde bir karşılık verdi. Dahası, geçmişte Hamza Dağ’ın CHP belediye başkanlarına yönelik methiyeler düzdüğü paylaşımları hatırlatarak “Sahi, bu nasıl bir sevgi?” diye sordu.
Şimdi, Hamza Dağ’ı biraz anlamaya çalışalım.
Yerel seçimler yaklaşıyor, İzmir’e talip bir aday olarak sahaya inmek gerek. Ama İzmir gibi bir şehirde, “Belediye başkanlarını sevmesem de bu şehri seviyorum” argümanıyla seçmenlerin kalbine dokunmak biraz zor olabilir. Hele ki geçmişteki samimi gibi görünen açıklamalarınızla bu kadar kolay çelişirken…
Bir de Deniz Yücel’e bakalım. Sözleri, yalnızca Dağ’ın iddialarını çürütmekle kalmıyor, aynı zamanda CHP’nin İzmir’deki politik duruşunu net bir şekilde ortaya koyuyor. “Takkiye yapıyorsunuz” diyerek Dağ’ın İzmir sevdasını sorgulayan Yücel, tam anlamıyla bir İzmirli gibi konuşuyor.
Açık, net, belgeli.
Hamza Dağ, İzmir’i seviyor olabilir.
Ama İzmir’i sevmek, belediye başkanlarını sevmemekle eşanlamlı değil. Hele ki bu sevgi, seçime dönük bir strateji kokusu taşıyorsa, Deniz Yücel’in dediği gibi, “samimiyetsizlik ve riyakarlık” ithamlarından kaçamaz.
Deniz Yücel’in bu çıkışı, hem politik bir zeka örneği hem de AK Parti’nin İzmir’deki çelişkili duruşunu gözler önüne seren bir stratejik hamle. İzmir’i gerçekten sevenler, bahanelerle değil, çözümle gelirler.
Öyle değil mi, Hamza Bey?
Oysa bu açıklamaları Hamza Dağ seçimlerde ne yapıyordu?
CHP'li belediye başkanlarını bir bir ziyaret ediyor, güler yüzlü pozlar veriyor, seçmenin gözünde bir "sıcaklık" oluşturmaya çalışıyordu.
Şimdi düşünüyorum da, o sevmediğini söylediği belediye başkanlarıyla poz vermesi acaba İzmir sevgisinden mi, yoksa siyasetin ince hesaplarından mıydı?
Ama işte Deniz Yücel, bu açıklamasıyla o "gülen pozların" arka planını öyle bir gözler önüne serdi ki, Hamza Dağ’in planları bir anda ters köşe oldu. Yücel adeta siyaset sahnesine dönüp, "Hamza Dağ, İzmir seçmeni bu kadar saf değil" dedi.
Velhasıl, İzmir’i sevmek kolaydır Hamza Dağ..
Gerçek mesele, İzmir’e ve İzmirlilere samimi bir şekilde hizmet etmektir. Sırf seçim dönemi CHP’li başkanlarla poz verip, sonra “Ben onları sevmiyorum” demekle bu işler olmuyor. İşte siyaset sahnesinin küçük ama unutulmaz derslerinden biri daha: İzmir, riyakârlığı affetmez