TARİHİ REKORLARIN KIRILACAĞI YERLER VAR
Türkiye’de anket sonuçlarına yönelik manipülasyon çalışmaları yapıldığını belirten Günaydın, Türkiye’de 100, İzmir’de 12 noktada yaptırdıkları anket sonuçlarını açıkladı. Anketin İzmir ayağı ile ilgili çarpıcı sonuçlar ortaya koyan Günaydın, “Nüfus ölçeğine göre bilimsel olarak saptanmış denekler ile anket çalışması yaptık. Sonuçlara göre Tire ve Bayındır dahil olmak üzere 2014 Mart seçimlerinde İzmir’in bütün belediyeleri CHP’li başkanlar tarafından yönetilecek. Tarihi rekorların kırılacağı yerler var. Sorunlu olarak lanse edilen yerlerde bile CHP çok öndedir. Metropolün tümünde AKP’nin açıkça önündeyiz. Sorunlu gösterilen Buca, Çiğli, Bayraklı ve Karabağlar’da AKP kendisini bir yarışın içinde sanıyor olabilir. Dört ilçede de CHP seçimi rahatlıkla alabilecek düzeydedir” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ SONUÇLAR HAKKINDA BİLGİLER VERDİ
Türkiye çapındaki anket sonuçları hakkında da kısa bilgiler veren Günaydın, “ Trakya’da tarihi oy alacağız. Ege’de sadece İzmir odaklı değiliz.. Ege de bütün illerde CHP iyi…Balıkesir’de CHP, MHP ve AKP atbaşı gidiyor. Bu düzen CHP lehine dönecektir. Muğla’da Aydın’da sorun yok. Antalya ve Mersin’de spekülasyonlar var. Ancak Antalya’da açık ara öndeyiz. Mersin’de MHP, AKP ve CHP arasında yarış var. Mersin’de de en ufak bir sorun görmüyoruz. İç Anadolu’da Eskişehir, Büyükerşen önderliğinde yine CHP’nin olacaktır. Ankara’da Gökçek’in oyları partisinin oylarından 20 puan geridedir. Bu AKP’nin bir sorunu olabilir. Karadeniz’de Artvin’inden Sinop’una kadar partimiz iyi gitmektedir. Zonguldak’ta biraz gerideyiz. Bu konuda uyarılarımızı yaptık. Türkiye’de CHP Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çabalarının karşılığını hak ettiği bir şekilde alamamaktadır. İddialı olduğumuz belediyeler vardır oralarda… Ancak diğer yerlerde oy oranımız yükselecektir” diye konuştu.
Kentin son günlerde gündemine oturan ‘çöp krizi’ne değinen Günaydın, “ İzmir gibi bir kentin katı atık bertaraf tesisinin tamamlaması gereklidir. Bunun için yer seçimi zorunludur. CHP geleneğinde bu yerin paydaşların ortak görüşleri alınarak belirlenmesi esastır. Genel Merkez olarak il başkanlığımız ve belediye başkanlarımızın yer seçimi konusunda bir araya gelerek en uygun yeri tespit edeceklerini düşünüyoruz. Tartışma doğaldır. İzmir ve İzmirli gibi kentine duyarlı insanların yaşadığı bir şehirde bu tartışmaları doğal karşılamak ve doğru karar alma sürecine katkı koymakta olduğunu unutmamak gerekir. Orta yerde bir kriz olmadığını orta yerde bir karar alma süreci olduğu açıktır” dedi.
“TWİTTER BAŞINDA SABAHAYACAĞINA ANKARA İLE İLGİLENSİN”
Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, iki gündür yağan yağmurlar sonrası kentte oluşan tabloya gönderme yaparak Twitter'da İzmir'i Venedik'e benzetmesinin hatırlatılması üzerine Günaydın, “ Ankara milletvekili olarak Gökçek’i çok iyi tanıyorum. Ankaralılar olarak ona bir tavsiyede bulunuyoruz. Sabaha kadar Twitter başında bulunup öğlene kadar uyumak yerine kentin sorunlarına odaklansın. Gökçek'in sorununu çözeceği kentin adı Ankara’dır... 18 yıldır başkanlık yapıyor. Geçen sene 15 Haziran’da Ankara’ya bir günde ciddi yağış düşmesi sonucu Ankara’nın bütün alt geçitlerinde insanlar araçlarında mahsur kaldı ve yüzerek çıktılar. Yakın zamanda Aykut Fındıkçı adlı bir vatandaş aracını terk ederek içi su dolmuş alt geçitten yüzerek kendini zor kurtarmış olması sonrası belediyeye tazminat davası açmış ve kazanmıştır. Dolayısıyla Gökçek’in sağa sola laf yetiştirmek yerine Ankara’nın sorunlarına odaklanmalıdır. Ben onun yerinde olsam hiç konuşamazdım çünkü 18 yıldır Ankara’yı yöneten bir belediye başkanı bir metre metro yapamadığı için bu görev Ulaştırma Bakanlığı’na devredildi. Önümüzdeki haftalarda Başkent doğalgaz dosyası, Demirkafes dosyası gibi dosyaları açarak Gökçek’in Ankara için nasıl bir felaket olduğunu ortaya koyacağız. İzmir’in sorunlarını masaya yatıralım ama Gökçek ile de değil İzmir’deki sorumlular ile yapalım” dedi.
Büyükşehir Belediyesi’nin kanal işlerinde çalışan ancak taşeron firmanın sözleşmesi bittiği için işsiz kalan işçilerin durumlarını dile getirmek için İl Binası’na gelmeleri ekseninde açıklamalar yapan Günaydın, “ CHP taşeron çalışma ilişkilerini ortadan kaldırmak isteyen bir partidir. Bugün andığımız insan haklarını aykırı taşeronlaşma... İşçinin emeği üzerinden nemalanan yeni bir iş veren mekanizması yaratılmıştır. Bunların kamu yararı ile uzaktan yakından alakası yoktur. Biz iktidarımızda taşeronlaşmaya tamamen son vereceğiz. Kötü koşullarda çalışan işçi arkadaşlarımızı sosyal güvenlik altıda onurlu bir şekilde yaşayacakları düzeni oluşturacağız. Büyükşehir Belediyesi partinin bu tutumunun paralelindedir. Gerekli çabayı yapmaktadır. İzmir belediyesine yönelik haksız operasyonların önemli nedeni de Büyükşehir’in bu tutumundan kaynaklanmaktadır. İstedikleri bu tutumu kırıp taşeronlaşmayı İzmir’e sokmaktır. Bu şekilde siyasi rantlarını çevirmek istiyorlar. Ne İzmir halkı ne de milletimiz bu çağ dışı düzene katlanmayacaktır ” ifadelerini kullandı.
Bütünşehir Yasası çerçevesinde İzmir’in nasıl etkileneceğinin sorulması üzerine Günaydın, “Yeni yasa büyükşehir belediyesini Bütünşehir kapsamında yetkili kırmaktadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi etkili ve başarılı hizmetlerini İzmir’in tüm sınırlarına yayacaktır. AKP’nin hesabı tutmayacaktır. Karabağlar’da ve Bayraklı’da tutmadığı gibi.Yeni yasada görev yetkiler genişliyor ama eş değer kaynak aktarılıyor mu' Bunun sorulması sorgulanması gerek” dedi.
“KUTLANACAK BİR DURUM YOK”
10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü dolayısı ile açıklamalarda bulunan Günaydın, İnsan hakları bakımından Türkiye’de kutlayacak bir durumun olmadığını hesap sorulması gereken durumların olduğunu belirtti ve şunları söyledi;
“İnsan hakları, doğal halklar, yurttaşlık hakları ve ekonomik olmak üzere 3 farklı boyut içinde değerlendirilir. Türkiye’de her biri için ayrı ayrı sorun var. Doğal hakları ele alalım… Anayasamız ve İnsan Hakları Evrensel Bildirisi herkesin yasa karşısında eşit olduğunu söyler.Yasa karşısında eşit olmak yaşamda da eşit olma anlamına geliyor m? Gelmediğini hep beraber biliyoruz. Çalışma hakkı, eşit işe eşit ücret hakkı, barınma beslenme konut hakkı, tamamında ciddi sorunlar var. Adil yargılanma hakkı doğal yargıç ilkesi gibi hukukun üstünlüğünün söz konusu olduğu ve demokrasi ile yönetilen bir ülke için olmazsa olmaz koşullar ülkemizde ciddi bir erozyona uğradı. Geçmişin devlet güvenlik mahkemeleri şimdi özel yetkili olmuştur. Doğal yargıçların karşınsa çıkarılmayan şüpheliler, hukukun kendilerine tanıdığı olanaklardan yaralandırılmadan, hızlı adil olmayan yargılanma süreci ile muhatap olmaktadır. Dolayısı ile aydınlar, yurtseverler, öğrenciler baskı altına alınmaya çalışılmaktadır. Türkiye’deki korku düzeninin yaratıcısı AKP hükümetidir. İlerleyen süreçte AKP’nin kurduğu korku imparatorluğunu yıkmak ve temelinde eşitlik adalet olan yeni düzeni oluşturmak bize düşen görevdir"