Ege Postası
Geri

Prof. Dr. Arıboğan: Türkiye'de Arap Baharı olmaz

İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Türkiye'nin Arap Baharı'nın bir parçası olmadığını söyledi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) 2013-2014 Akademik Yılı açılışı, düzenlenen...
Prof. Dr. Arıboğan: Türkiye'de Arap Baharı olmaz
Haberler / Güncel
19 Eylül 2013 Perşembe 18:23
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
İstanbul Bilgi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Türkiye'nin Arap Baharı'nın bir parçası olmadığını söyledi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) 2013-2014 Akademik Yılı açılışı, düzenlenen törenle yapıldı. Çok sayıda davetlinin katıldığı tören, müzik bölümünün verdiği konserle başladı. Ardından Prof. Dr. Arıboğan da '21. Yüzyıl Dünyası Nasıl Şekilleniyor' konulu açılış dersi verdi. Geçmişten günümüze dünya devletlerinin nasıl şekillendiğini özetleyen Arıboğan, daha sonra katılımcıların sorularını cevapladı.

Türkiye'nin Suriye politikasının ne olduğu yönündeki soruyu Arıboğan şöyle cevapladı: "Dünyada büyük bir türbülans ortamı oluştu. Arap Baharı böyle bir rüzgar gelip, sonra tersine döndüğü zaman alabora olmamak kolay değil. Hızlı bir biçimde yeni rüzgara göre yelkenleri ayarlayıp ona doğru davranmak lazım. Şuanda bir rüzgara yelken ayarlama problemi yaşanıyor. Dediğimizden geri dönmemek, duruşumuzu fazla değiştirmemek lazım. Onun için acaba duruşumuzu değiştirirsek, ilkesel duruşumuzu yitirmiş olur muyuz. Ama Türkiye’nin ittifak sisteminde problem var. Yani Türkiye’nin müttefikleri Türkiye’nin yanında değil. Öyle bir çelişkili durum oldu ki Suriye’de bir politika uyguluyorsunuz, Rusya ve İran ile problem yaşıyorsunuz. Mısır’da bir politika uyguluyorsunuz Körfez ülkelerini karşınıza alıyorsunuz. Körfez ülkelerine iktisadi açıdan ihtiyacınız var. Suriye ve Mısır’daki problemlerinizle toplam olarak Avrupa’yı, Batı’yı dışlamış durumdasınız. Ama nihai noktada Türkiye Arap Baharı’nın bir parçası değildir. Bizim en büyük sıkıntımız, en büyük yanlışımız hem iktidar, hem muhalefet bunu yapıyor. Türkiye’yi Arap Baharı'nın içerisine iteklemeye çalışıyorlar. Türkiye’deki sokak gösterileri ne Arap Baharı'nın bir parçasıdır, ne de beklentiler onun gibi büyük bir sistemi değiştirmeye ve çökeltmeye yöneliktir. Türkiye’nin demokrasi tarihi çok daha eskidir. Oturmuş bir yapısı da vardır. Devlet geleneği çok daha güçlüdür anılan devletlerden. Türkiye’de sandıkla iktidar değiştirme olduğu müddetçe, Türkiye’nin çok büyük bir sıkıntısı olmaz. İnsanlar sandığa gitti mi rahatlar, sonucu ne olursa olsun."

ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner ise üniversite olarak özel bir misyonları bulunduğunu söyledi. Laçiner, Türkiye’de 200’e yakın üniversite bulunduğunu, ancak bir tane Çanakkale olduğunu ve o Çanakkale’nin de bir tane üniversitesi olduğunu ifade etti, Çanakkale’nin, Türkiye’nin manevi başkenti, ruhunun inşa edildiği yer olduğunun altını çizen Laçiner, "Çanakkale ruhu dediğimiz şey burada ve bu ruhu Türkiye’ye taşıyacak olan, bilime, sanata, kültüre, eğitime, siyasete aktaracak olan, bu misyonu omuzlarında hissetmesi gereken üniversitede bir tane, oda ÇOMÜ. Her gün işe geldiğimizde karşımızda şehitliği görüyoruz. Yüz binlerce vatan evladının yere nasıl düştüğünü hatırlıyoruz. Evimize dönerken de bu deniz harbini ve kara savaşını görerek evlerimize gidiyoruz. Bunu kanıksamamız ve alışmamamız lazım. Burada yaşananları asla ve asla unutmamamız lazım. Çanakkale, bir insanın, bir milletin iman ile akılı birleştirdiği zaman en zor durumlarda neler yapabileceğinin en önemli kanıtıdır. Çanakkale Savaş alanına bakıp da gözleri yaşarmayan Türk, Türk değildir. Kalbi hislenmeyen insanın kalbi kalp değildir. Bununla bilimi ve eğitimi eğer yoğurabilirsek ÇOMÜ’nün Türkiye’deki diğer üniversitelerde olmayan bir şeylere sahip olduğunu da anlarız. O gücün de bize yetebileceği kanaatindeyim. En iyisini hedeflemeliyiz, en iyisi olmaya çalışmalıyız. Şehitlerin aziz hatırasına bunu borçluyuz." diye konuştu.

Tören, profesör, doçent ve yardımcı doçent unvanı alan akademisyenlere protokol tarafından belgelerinin verilip, cübbelerinin giydirilmesiyle sona erdi.

YORUM EKLE

Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır

YORUMLAR


   Bu haber henüz yorumlanmamış...

DİĞER HABERLER

Sayfa başına gitSayfa başına git
Facebook Twitter Instagram Youtube
POLİTİKA YEREL POLİTİKA GÜNCEL İZMİR EGE 3. SAYFA YAZARLAR FOTO GALERİ VİDEO GALERİ SPOR YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ DÜNYA KÜLTÜR - SANAT GENEL MAGAZİN SEÇİM
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Ege Postası