Mart 2019 yerel seçimlerinin üzerinden on sekiz ay geçti. “Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan bellidir.” Atasözünün anlatmak istediği gibi görevine yeni seçilen bir belediye başkanının neler yapıp yapamayacağı bu süre içinde az çok belli olur.
Belediyesinin ekonomik zorlukları bahane etmeden eften püften sıkıntıların arkasına sığınmadan halka vaat ettiği projelerini yerine getirmenin cabası içinde olan bazı CHP’li ilçe belediye başkanlarını görmek gerçekten sevindiricidir.
Sosyal demokrat bir belediye başkanı olmanın iddiasıyla ilk kez seçilen bu belediye başkanları, beş yıllık emeklerinin karşılığını görmek için bir sonraki yerel seçimde partisinden tekrar aday gösterilmeyi beklemeleri en doğal haklarıdır.
Ancak Mart 2019 yerel seçiminde, İzmir’de ilçe belediye başkan adayları belirlenirken liyakat’i dikkate almayan siyaset anlayışının, 2023 yerel seçimlerinde de tekrar gündeme gelme olasılığı belediye başkanları için zor bir ikilemdir.
Mart 2023’de de 2019 yerel seçimlerindeki gibi belediye başkan adayları belirlenirken liyakat yine dikkate alınmazsa, bazı belediye başkanları istediği kadar başarılı olsun, isterse ağzınla kuş tutsun, yeniden aday gösterilmeyerek bir turnasal kâğıdı gibi buruşturulup bir kenara atılabilecektir.
Bunun en dramatik örneği Mart 2019 yerel seçimlerinde yaşanmıştır. İzmir’in Kuzey yakasındaki CHP’li 9 ilçe belediye başkanından hiç biri, başarılı olanı da olmayanı da adeta bir mangaya toptan ceza verir gibi yeniden aday gösterilmemiştir.
Bu belediye başkanlarından, beyefendi ve saygın kişilikleriyle, sağcısı solcusu herkesin sevgisini, güvenini kazanmış birer centilmen olan Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç’le Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’nın yeniden aday gösterilmemesi CHP’de sözün bittiği yerdir.