Derviş Amerikalı bakana rest çekti
ESKİ Devlet Bakanı Kemal Derviş, İzmir'de verdiği konferansta ekonomik krizden çıkışta özelleştirmenin şart olmadığını savundu. Derviş, 2001 yılında ziyaret ettiği ABD Hazine Bakanı'nın kendisini soğuk karşılayıp "Yine mi kredi istiyorsunuz'" diye sitem ettiğini ve krizden çıkış için devlet mallarının piyasa fiyatına özelleştirilmesini önerdiğini anlattı. Derviş, "Şu anki piyasa fiyatlarıyla devlet malını kimseye satmam" diyerek çıktığı odaya bir yıl sonra krizi çözerek döndüğünde kahveler, çikolatalı pastalarla karşılandığını söyledi.
İZMİR - Ekonomiden sorumlu eski Devlet Bakanı Kemal Derviş, Yaşar Üniversitesi'nde konferans verdi. 2001 ekonomik krizinin yaşandığı dönemde birçok devlet kuruluşunun o günkü fiyatlarıyla satılması yönünde istekler olduğunu belirten Derviş, "O dönemki Amerikan Hazine Bakanı'na 'şu anki piyasa fiyatlarıyla devlet malını kimseye satmam' dedim" diye konuştu.
AMERİKALI BAKAN 'KRİZDEN ÇIKAMAZSINIZ' DEDİ
Krizden çıkışta temel yaklaşımın illa da özelleştirme olmadığını savunan Derviş, krizde IMF'nin Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Türk Hava Yolları'nın özelleştirilmesini istediğini hatırlattı. İlk kez bakan olduktan sonra IMF ve G-7 ülkelerinden destek almak için yola çıktığını anlatan Derviş, "Amerika'da Bush'un Hazine Bakanı beni çok soğuk karşıladı. 'Gene para istiyorsunuz galiba, altı ayda bir para istiyorsunuz' dedi. Ben de 'IMF'nin kredilerine ihtiyaç var' dedim. 'Hiç krediye gerek yok, ben geleyim size özelleştirme konusunda yardımcı olayım' dedi. 'Piyasa neyse o fiyattan satacaksınız' diye konuştu. Ben de 'sayın bakanım, şu anki piyasa fiyatlarıyla devlet malını kimseye satmam' dedim. O günkü fiyatlarla devlet varlığını satmak hata olurdu. Bana 'siz bu krizden çıkamazsınız' dedi. Vedalaştık. Bir yıl sonra geldiğimde kahveler, çikolatalı pastalar. Her şey gayet iyiydi" dedi.
"BANKACILARI DEĞİL BANKALARI KURTARDIK"
Krizde bankacıları değil bankaları kurtardıklarını ifade eden Derviş, "Bankaların boşaltılmaması, bankacıları değil mevduatı kurtarma operasyonu yaptık. Ama Amerika bunu yapamadı. Bankacıları kurtardı" diye konuştu.
FİNANSTA KAMU PAYI OLMALI
Katı devletçiliği savunmadığını ama diğer taraftan özel sektörün ciddi şekilde yönlendirilmesi gerektiğine inandığını belirten Derviş, özellikle finans sektöründe kamu payının mutlaka olması gerektiğini vurguladı. Derviş, "Krizde özel sektör çok korkuyor. Hiç kredi vermiyor. Kamu bankası ise krediye devam eder. Ama bir şartla, bu kamu bankaları genel ekonomiye hizmet vermeli. Belli bir siyasi iktidarın, lobilerin bankası olmamalı" dedi.
"ENFEKSİYON BİTTİĞİ HALDE ANTİBİYOTİĞE DEVAM EDİLDİ"
Kriz döneminde uygulanan ekonomi politikalar ile kriz atlattıktan sonra izlenecek politikaların farklı olduğuna dikkat çeken Derviş, şöyle konuştu:
"Enfeksiyonunuz var. Doktor size '10 gün antibiyotik alacaksınız' diyor. Kalp krizi geçirdikten sonra 'hastaneye yatıp sigarayı keseceksiniz' diyor. Ama üç ay sonra 'koşabilirsiniz' der. Türkiye 2001 krizine girdiğinde faizler yüzde 100'ün üzerindeydi. Orada bir ameliyat gerekiyordu. Hafif bir asprinle sorun çözülemezdi. O dönemde faizler çok yükseldi. Başka yapacak bir şey yoktu. Ama sonraki dönemde yüksek faizin devam etmesi bence doğru değildi. Enfeksiyon bitiyor ama antibiyotiğe devam ediyorsunuz."