İZMİR- Önceki gün Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından çıkılan ihaleye 15 firmanın teklif verdiğini hatırlatan Susam, “Hem hukuken hem de vicdanen yanlış bir iş yapılmaktadır. Değişiklik planlama mantığına, şehircilik anlayışına, kamu yararı ilkesine aykırıdır. Bornova Belediyemiz plan değişikliğinin iptali ve yürütmenin durdurulması için Danıştay’a dava açtı. İzmirliler tepkilerini mitingler ve yürüyüşlerle dile getirdi. Fakat ÖİB ise kimseye aldırış etmeden ihale sürecine devam ediyor. Görülüyor ki hükümet Gezi Parkı’ndan hiç ders almamış. Vatandaş ‘AVM tipi kent’ istemiyor. Çarşısını, pazarını, mahallesini istiyor” dedi.
Yapılan uygulamanın hukuka uygun olmadığını ifade eden CHP’li vekil sözlerin şöyle sürdürdü:
“Özelleştirilecek bölge; içinde yüz yaşında ağaçların olduğu, planlarda tıpkı Fuar alanı, Buca’daki Hasanağa Parkı ya da Bornova’daki Büyük Park gibi ‘Bölgesel Park‘ olarak belirlenmiş bir yerdir.
Plan değişikliğini önce belediyelerimize getirdiler, reddedilince kendileri değişiklik yaparak ihaleye çıktılar. Arazinin imarı sırf daha yüksek bedelle satabilmek için her biri 100 metrekareden 1.500 konutun ve AVM’lerin yapılacağı şekilde değiştirildi. Bornova’da, İzmir’de ve Türkiye’de daha fazla AVM’ye değil; daha fazla yeşil alana, daha fazla çarşıya, esnafa, daha fazla mahalle yaşamına ihtiyaç var. Üç kuruş fazla gelir için yaşam alanını ve esnafını yok eden, vatandaşını betona mahkum eden anlayış derhal terk edilmelidir.
Bu araziler İzmir’in genişlemesi sırasında korunmuş, boş kalmış yerlerdir. Kentin konut ve alışveriş alanları dışında kentlinin nefes alacağı, yürüyüş ve spor yapacağı, çocukların oynayacağı, ortak kullanım alanlarına da ihtiyacı bulunmaktadır. Bu nedenle bu bölgeler planlarda yeşil alan olarak ayrılmıştır. Bu bölgeleri konut ve AVM inşaatına açmak kısa vadede hükümete karlı görünüyor olabilir. Fakat uzun vadede kentlinin sosyalleşeceği yaşam alanları azalacak ve AVM’lerin çarşılar karşısında payı artacağı için küçük işletmeleri yok ederek ekonominin dengesini bozacağından büyük zarar vermektedir.
Masa başında yapılan plan
İzmir’in yapı stokunun yenilenmesine, daha güzel, yeni teknolojiyle üretilmiş, daha sağlam yapılara ihtiyacı olduğu doğrudur. Ancak bu dönüşüm belirli bir plan dahilinde, kentin dinamikleri ve ihtiyaçları gözetilerek belediyeler tarafından üretilecek arsalar vasıtasıyla karşılanır. Bölgeyi bilmeden, vatandaşın beklentisini ve duyarlılığını göz ardı ederek, kar hırsıyla Ankara’da masa başında yapılan planlar; hukukun ve İzmirlinin duyarlılığıyla boşa çıkacaktır. AKP’nin AVM’ci anlayışı rant yaratmaya çalışarak kentleri boğuyor. İnsanların keyifle dolaştığı çarşıları, mahalleleri, dostlukları ve kent kültürünü yok ediyorlar. Soğuk, köşeli, mesafeli ‘AVM tipi’ kentler oluşturuyorlar.“
Yetki kargaşası
Belediyeler dışında yaklaşık yirmi kurumun imar planı yapma yetkisi olduğunu hatırlatan CHP’li Susam, “Valilikten TOKİ’ye, Milli Emlak Dairesinden TCDD ve Karayollarına, Kalkınma Bakanlığı’na kadar her kuruluşun kendi planını yapması doğru bir uygulama değildir. Plan yapma yetkisi, belediyelerin kontrolü altına alınmalıdır. Her kuruluş ihtiyacına göre planını hazırlayarak ilgili belediye ve büyükşehir belediyesinden onay alacağı anlayışa dönülmelidir. TOKİ’nin Çeşme Reisdere’de, ÖİB’nin önce Alsancak Limanı’nda şimdi de Ağaçlı Yol’da yaptığı plan değişikliği; bu plan değişikliğinden etkilenen vatandaşların ve kent yöneticilerinin onayı karşı görüşlerine rağmen yapılmaktadır” dedi.
Kötü bir tesadüf
ÖİB’nin plan değişikliğini geri almasında Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı göreve davet eden Susam, “Alsancak Limanı’ndan sonra yine Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı bir başka yerde plan değişikliği yapması ‘kötü bir tesadüf’ olmuştur. İzmir Milletvekili olan Ulaştırma Bakanı Sayın Yıldırım, İzmirlilerin bu alandaki duyarlılığını Bakanlar Kurulu’nda dile getirmeli ve ÖİB’nin yaptığı hatadan dönmesi konusunda gerekli çalışmayı yürütmelidir. İzmirlilerin kendisinden beklentisi budur”
POLİTİKA
Sayfa başına git
